Haberler

Alevîlik hakkında kimler konuşuyor?

Doç. Dr. Fevzi Rençber

Doç. Dr. Fevzi Rençber

Akademisyen / Şırnak Üniversitesi
09.12.2021 10:00

İzmir Büyükşehir Belediyesi 1-3 Ekim 2021 tarihleri arasında ikinci kez "Uluslararası İzmir Alevîlik Bektaşîlik Günleri" adlı bir sempozyum düzenledi. Programda Türkiye ve dünyanın farklı bölgelerinden Alevî toplumunun temsilcilerini bir araya getiren sempozyumda, Türkiye'nin yanı sıra Amerika, Kanada, İngiltere, Avusturya, Polonya, Bulgaristan ve Azerbaycan'dan Alevîlik hakkında araştırma yapan bilim insanları katıldı. Aynı şekilde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 4-5 Aralık 2021 tarihlerinde "13. Yüzyıl Tasavvuf Düşüncesi ve Günümüze Etkileri: Anadolu'da Aşkın, Işığın ve Kardeşliğin Kaynağı Olarak Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu" düzenlendi. Her iki sempozyuma da Alevîlik hakkında değişik alanlarda çalışma yapan yerli ve yabancı insanlar katıldılar.

Genel olarak Alevîlik ve Bektaşîlik birçok açıdan farklı ana bilim dalları(Psikoloji, Kelam, Sosyoloji, Din Sosyolojisi, Halk Edebiyatı, Hukuk, Siyasal Bilimler, Antropoloji, Halk Bilimi, Gazetecilik, Kamu Yönetimi, Sanat Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı, Tarih, Uluslararası İlişkiler, Din Eğitimi, Halkla İlişkiler, Mimarlık, Tasavvuf, Musiki, Turizm, Felsefe, Dinler Tarihi, Güzel Sanatlar, Ormancılık,Sahne ve Görüntü Sanatları, Radyo-Televizyon, İslam Mezhepleri Tarihi ve İslam Tarihi) tarafından inceleme konusu yapılmıştır. Belediyelerimiz tarafından "Yunus Emre, Ahi Evran, Hacı Bektaş Veli" veya Alevîlik ve Bektaşîlik hakkında bu tür bilimsel toplantıların yapılması çok önemlidir.Bilimin konusu olan Alevîlik veya Bektaşîliğin, bu tür organizasyonlarda müzakere edilerek problemlerinin ele alınması ve çözüme kavuşturulması yerinde bir çabadır. Ancak bu toplantılara, yaklaşık bir asırdır ilahiyat fakültelerimizde Alevîlik-Bektaşîlik üzerine akademik çalışma yapan birbirinden değerli akademisyenlerin davet edilmemesi dikkatlerimizi çekmiştir. Yapılan bu tercihin umarım haklı gerekçeleri vardır. Bugün İlahiyat Fakültelerinde İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalında ömrünü Alevîlik ve Bektaşîlik çalışmalarına adayan, sahada ve masa başında yaptıkları bilimsel çalışmalarla adından söz ettiren: Prof. Dr. Sönmez Kutlu, Prof. Dr. Ömer Faruk Teber, Prof. Dr. Cenksu Üçer, Prof. Dr. Harun Yıldız, Prof. Dr. Doğan Kaplan gibi akademisyenlerin davet edilmemiş olması sempozyum adına büyük bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Dünyanın değişik ülkelerinde çalışma yapan araştırmacılara ulaşılmış; fakat yıllardır bu alanda çalışma yapan ve İlahiyat Fakültelerimizde Alevîlik ve Bektaşîliği bilimsel ve objektif bir şekilde anlatan akademisyenlere ulaşılmamıştır.

Hem yıllarca sahadan veri elde ederek hem de klasik Alevî-Bektaşî kaynakları ve Batılı kaynakları kullanarak Alevîlik-Bektaşîlik konusunda çalışmalar yapan biri olarak (https://acmcu.georgetown.edu/people/visiting-researchers/, (https://georgetown.academia.edu/YrdDo%C3%A7DrFEVZ%C4%B0REN%C3%87BER/CurriculumVitae) şunu rahatlıkla söyleyebilirim: "Alevîliği ve Bektaşîliği en iyi biz biliriz. Ortada bir problem varsa da bunun çözüm yollarını sorunları bizatihi Alevîlerden dinleyerek değerlendiren bizler, ortaya koyabiliriz."

Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran gibi önemli şahsiyetlerin yetişmesine katkı sağlayan en önemli değer, İslam'dır. "Alisiz Alevîlik" veya "İslamsız Alevîlik" anlayışı, Alevîlik ve Bektaşîliği İslam dini ve onun değerlerinden uzaklaştırma çabasını yansıtmaktadır.

Sonuç olarak Alevîlik ve Bektaşîlik hakkında yapılan bilimsel toplantılara özellikle Alevîlik hakkında derinlemesine araştırma yapan ilahiyatçıların muhakkak davet edilmesi gereklidir.Özellikle Alevîliği ve Alevîleri İslam'dan koparmak isteyen kişi veya kuruluşların Alevîlik algısının karşısında, bilimsel çalışmalar aracılığıyla durmak bir gerekliliktir. Çünkü Alevîlik ve Alevîlerin tarihi, özellikle kökleriyle buluşturularak, Alevîliğin kendisi anlatılmalıdır. İlahiyatçı akademisyenlerin bulunmadığı bilimsel toplantılarda, Alevîlik üzerine yapılan değerlendirmeler Alevîleri ve Alevîliği kendi değerlerinden uzaklaştırma çabasına bilerek veya bilmeyerek su taşımış olacaktır. Özellikle "Alevîlik nedir?" sorusunun cevabının, teolojik temellere dayalı olarak İslam Mezhepleri Tarihi nosyonuna sahip araştırmacılar tarafından verilmesi bir zarurettir. Ayrıştıran değil birleştiren bir anlayış çerçevesinde Alevîlik-Bektaşîlik anlatılmalı ve yazılmalıdır.

title