“Eşitlik Yolunda: Kadınların Gücüyle Geleceği İnşa Etmek”
Karan Tugay Gönenç
Cam tavan sendromu, iş hayatında kadınların belirli bir seviyeye kadar yükselebilmesi, ancak daha üst pozisyonlara gelmelerinin görünmez engellerle sınırlandırılmasıdır.
Bu engeller genellikle açık bir şekilde ifade edilmez, ancak kadınların kariyer yolunda ilerlemesini zorlaştırır.
Örneğin, bir şirkette orta düzey yönetici olarak çalışan Ayşe, yıllardır başarılı projeler yürütmesine rağmen terfi alamıyor. Üst düzey yönetim pozisyonlarına genellikle erkekler getirilirken, Ayşe'ye sürekli daha az stratejik işler veriliyor. Kimse ona açıkça "sen kadınsın, yükselemezsin" demiyor, ama önüne sürekli engeller çıkarılıyor.
Bu durumun temelinde toplumsal önyargılar yatıyor.
Geleneksel düşüncelere göre liderlik ve yönetim erkeklere uygun görülen roller. Kadınlar daha duygusal oldukları veya rekabetçi olmadıkları gibi yanlış algılar yüzünden geri planda kalabiliyorlar.
Örneğin, bir toplantıda Elif'in önerdiği fikir dikkate alınmazken, aynı fikri bir erkek çalışma arkadaşı söylediğinde herkes olumlu karşılıyor. Bu, kadınların fikirlerinin yeterince değer görmediği bir durum. Ayrıca kadınların mentorluk ve güçlü sosyal ağlara daha az erişim sağlaması da terfi etmelerini zorlaştırıyor. Bir şirkette terfi edilecek kişiler genellikle sosyal ortamlarda birlikte vakit geçiren erkekler arasından seçiliyor. Kadınlar bu grupların dışında kaldığı için terfi şansı bulamıyor.
Bir diğer önemli faktör ise aile sorumlulukları. Çocuk bakımı ve ev işleri genelde kadınların sorumluluğunda olduğu için iş ve özel hayat dengesi kadınlar için daha zor olabiliyor.
Zeynep, kariyerinde ilerlemek istiyor ama çocuk bakımı ve ev işleri nedeniyle esnek çalışma saatlerine ihtiyaç duyuyor. Ancak şirketinde böyle bir politika olmadığı için fırsatları kaçırıyor.
Bu görünmez engeller sadece kadınların kariyerlerini değil, aynı zamanda şirketlerin gelişimini de etkiliyor.
Kadınların getirebileceği farklı bakış açılarından ve yenilikçi fikirlerden mahrum kalan şirketler, çeşitlilikten doğan rekabet avantajını kaybediyor.
Aynı zamanda bu durum, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de devam ettiriyor.
Bu sorunların çözülmesi için kadınlara yönelik destek programları oluşturulabilir.
Örneğin, bir teknoloji şirketi, kadın çalışanları için özel bir liderlik programı başlatarak onların üst düzey pozisyonlara gelmesini sağlıyor. Ayrıca iş ve özel hayat dengesini kurabilmeleri için esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma imkanı ve doğum izni gibi politikaların uygulanması gerekiyor. Bir finans şirketi, çalışan annelere esnek çalışma imkanı sunarak hem çalışanların mutluluğunu artırıyor hem de onların kariyerlerine devam etmelerini sağlıyor.
Toplumda ve iş yerinde farkındalık yaratmak da önemli bir adım. Örneğin, bir kurum çalışanlarına düzenli olarak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri veriyor ve bu konuda farkındalık artırıyor. Böylece önyargılar yavaş yavaş yıkılabiliyor ve daha adil bir iş ortamı sağlanabiliyor.