Haberler

“İhanetin Soğuk Nefesi: Maskeler Düştüğünde”

Karan Tugay Gönenç

Karan Tugay Gönenç

Yönetici / İnsurance Sector
14.12.2024 02:33
Güven ve İhanet Üzerine Bir Yolculuk

İhanet… İnsan ruhunu en derinden sarsan, hiçbir yara bandının kapatamayacağı bir yara açar. İhanetin olduğu yerde sadece kırık bir güven kalır. Bu kırgınlık, zamanla iyileşse bile geride iz bırakır. Bir zamanlar sağlam olan bağlar, yerini sorgulamalara, pişmanlıklara ve sessiz bir mesafeye bırakır.

Maskeler Düştüğünde Gerçekler Konuşur

Bir zamanlar, küçük bir kasabada herkesin imrendiği bir kadın vardı. Zarafeti ve çekiciliğiyle dikkat çeker, çevresindekileri kolayca etkilerdi. Ancak, evli bir adamla gizli bir ilişkiye başladı. Bu ilişki, dışarıdan bakanlar için masum bir dostluktan ibaret gibi görünüyordu. Ancak, maskeler zamanla düşmeye başladı.

Kadın, bu ilişkiyle kendi ailesini ve itibarını bir kenara bırakmış, adam ise eşi ve çocuklarının güvenini hiçe saymıştı. Bir süreliğine her şeyin kontrol altında olduğunu düşündüler. Ama hayat, bir şekilde hesap sormasını bilir. Kimse anlam veremedi, ama önce adam, bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Kadın, bu olaydan birkaç ay sonra ani bir hastalığa yenik düştü. İnsanlar bunun sadece bir tesadüf olduğunu söyledi, ama kasabada bir fısıltı yayıldı:

"İhanet edenler, kendi kazdıkları çukura düşer."

Ve o çukur, yalnızca bedenlerini değil, ruhlarını da içine almış gibiydi. Belki de gerçek bedel, vicdanlarının onları her gece sorgulamasıydı.

"Ne Ektiysen, Onu Biçeceksin"

Albert Einstein'ın şu sözünü de hatırlamak gerekir:

"Dünyayı tehlikeli bir yer yapan kötü insanlar değil, kötülük karşısında hiçbir şey yapmayanlardır."

Evet, ihanet eden sadece kendine değil, dünyaya da bir kötülük yapar. Çünkü güvenin zedelendiği bir yerde, umut ve inanç da yara alır.

Her ihanet, bir seçimdir. Ve her seçim, bir bedeli beraberinde getirir. İhanet eden, zamanla bunun ağırlığını sırtında taşır. Çünkü gece olduğunda, herkes kendi vicdanıyla baş başa kalır. Vicdan susturulamaz; size doğruyu hatırlatır, sizi sorgular.

Kırık Bağlar, Kapanmayan Yaralar

Belki bir gün ihanet eden, hatasını anlayıp bir özürle gelir. Ama kırılan bir aynayı eski haline getirmek ne kadar mümkünse, güveni tamamen onarmak da o kadar zordur. Ancak insan, bağışlamayı ve geçmişin yükünü taşımamayı öğrenmelidir. Çünkü hayatta en önemli şey, kendimizi daha iyi bir insan olmaya adayabilmektir.

Mevlana'nın şu sözü, bu noktada derin bir anlam taşır:

"Bir mum diğerini tutuşturduğunda ışığından bir şey kaybetmez, ama söndürdüğünde karanlık artar."

Hayat bir döngüdür. Ne ekersen, onu biçersin. Attığınız her adım, döndüğünüz her yol sizi bulur. Bu yüzden karanlık oyunlara düşmeden, kendi ışığınızı koruyun. Hayatta geriye baktığınızda, vicdanınızı rahat ettirecek bir hikâye bırakmaya çalışın. Çünkü sonunda, sizi huzura kavuşturacak tek şey, doğru seçimlerinizdir.

"Unutmayın, ihanetin izi silinse de gölgesi hep peşinizde dolaşır; çünkü güveni kıran, aslında kendi vicdanını paramparça eder."

title