Haberler

İş Hayatı ve Anne Olmak

Karan Tugay Gönenç

Karan Tugay Gönenç

Yönetici / İnsurance Sector
16.08.2024 11:25

İş hayatı, özel sektör ya da kamu fark etmeksizin zordur ama bu zorluk çalışanın anne olmasıyla ikiye katlanır. Kamu sektörünün izin ve sosyal haklar konusunda daha toleranslı olduğu düşünülürse çalışan kadınların durumunun nispeten daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Özel sektörde işler biraz daha farklı ilerler. İzinler daha azdır, mali ve sosyal haklar konusunda birtakım kısıtlamalara gidilebilir. Bu yüzden kadın çalışan, anne olma sürecinde, özellikle hamileliğin son aşamalarında ve daha fazla sıkıntı yaşamaya başlar. Bu, işin bir tarafı. Bir de sorunun psikolojik yönü vardır ki bugünkü yazımızda daha çok buna değineceğiz. İş hayatındaki bir kadın, çocuk sahibi olup da anne olduğunda, ne gibi sıkıntılar yaşar, ruhsal olarak bundan nasıl etkilenir, iş yükü ve annelik görevi arasında sıkışıp kalması ona ne gibi zararlar verir?

Annelik, ah annelik…

İş hayatında bulunsun bulunmasın, anne olmak, çocuk yetiştirmek, bu yükü üzerinde taşımak kadınlar için hiç de kolay değildir. Erkekler, durumun zorluğunu kimi zaman anlamaz ve baba olmanın zorluklarından dem vurur. Fakat durum hiç de öyle değildir. Zaten evde, birtakım sorumlulukları olan annenin omzuna iş hayatındaki sorumlulukları da eklenince, erkeklerden daha fazla yorulurlar. Bu noktada çocuk sahibi olan kadınlara, eğer evli iseler eşlerinin ve yöneticilerinin normalden daha toleranslı davranmaları gerekir ki bu iki sorumluluğun gereklerini, herhangi bir psikolojik sorun yaşamadan yerine getirebilsinler. Eğer tersi olursa, yani eşleri ve yöneticileri gereken hoşgörüyü göstermezlerse anne olan çalışan yalnızlaşır, yorgunluk ve tükenmişlik sendromlarını göstermeye başlar. Zaman içinde bu durum, kadının sadece ruhuna değil, bedenine de zarar vermeye başlar. Bu yüzden mümkün olduğu kadar anne olan çalışanlara destek olmak gerekir.

Anlayış değişikliği gerekiyor

Özellikle erkekler, çalışan kadınların bu durumunu çok iyi anlamalı ve buna göre onlara yaklaşmalılar. Eş ya da yönetici fark etmeksizin erkekler, çalışan kadınların -özellikle anne ise bu kadınlar- yaşadıkları zorlukların farkına varmalılar. Kadın personel, sadece işindeki verimliliğe konsantre olmaz; onun için belki de işinden daha önemlisi, bakıma muhtaç olan evladıdır. Aklı sürekli olarak çocuğunda olan, onu bakıcıya verdiği için kaygılanan, anaokulundan çocuğunu zamanında almak isteyen bir kadın personelin verimli olması için onun bu kaygılarını anlamak gerekir. Eğer yönetici, bu kaygıların farkına varmayıp da elindeki gücü, kadın personeli ezmek için kullanırsa bu durum hem şirket için iyi olmaz hem de çalışan kadın için.

Bunun için erkekler, bir an önce zihinsel bir değişim yaşamalıdır. Hoş, kamu sektöründe ve özel sektörde bu tür davranışlar sergilemeyen yönetici sayısı çok fazla zaten. Ancak bu anlayışa sahip olmayan yöneticilerin de bir an önce kafalarını değiştirmesi, kadınların anne olmaktan doğan özel, ayrıcalıklı ve doğal haklarını tanımalıdır.

title