Haberler

Slava Ukraini

Kuvay Sanlı

Kuvay Sanlı

Yazar
14.05.2022 01:21

Tiflis'e ilk gittiğim 2009 yılında, Gürcistan'ın Avrupa Birliği'ne bizden önce gireceği düşüncesi oluştu bende. Hoş bizim gireceğimiz, onların da alacağı yok ya… Bu adımı tarihsel açıdan bizden çok sonra atmış ve ekonomik açıdan kıyaslanamayacak ölçüde zayıftı Gürcistan. Ancak yüzü ileri olana dönüktü. Sanatla iç içe bu toplumun, Rusya'nın despotik tini etkisinde olmak istemediği açıktı.

Gürcistan'da genç ve eğitimli nüfusun bu belirgin iradesi yanında; değişime direnen, belki bazı açılardan haklı da olarak değişimin getirebileceği kimi hesapsız işlerden kaygılı görece yaşlı nüfusu yok saymamak gerek. İnsana dair hemen her konuda özgün bir kültüre sahip olmasına rağmen Gürcistan halkı içinde, tarihin önemli bir döneminde yönetimi altında kaldıkları Rusya'nın kültürünü , kendi gerçeği sananlar bulunmaktadır. Her toplumda az ya da çok, eski olana öykünenler ve tutsaklığı kendi düşüncesinde ısrarla yaşatanlar var olabilmektedir.

Gürcistan dünden bugüne pek fazla gelişmedi. Ekonomi ve etik, son on - on beş yılda sıçrayış yaşamadı. Belki salgın şartlarının da etkisiyle biraz geriledi bile. İlerleme ağır olur, zaman alır. İlerleme ve gelişim zordur ama "zorluk" konusuna Felsefeci Aziz Yardımlı açıklık getirir: "Bir şeyin zor olması, olamayacağını değil olabilirliğini anlatır."

AB'nin evrensel değerlere, dünyanın diğer bölgelerine oranla daha yakın olması beraberinde, geride kaldığı konuların varlığı ve çelişkiler barındırdığı bir gerçek. AB, sadece tüze ve türeye yakınlığı ölçüsünde ileri olanı karşılar; yanlış politikalar, saç baş rengi, inanç farklılığı ya da ontolojik niteliğiyle değil.

İdealinin uzağına düşmek NATO'nun da gerçeği ama bugün İsveç ve Finlandiya'nın da üyeliğinin konuşulduğu NATO'nun genişlemesi, sadece ABD'nin ya da diğer aktörlerin "cihana hâkim olma" arzusuyla açıklanamaz. Bu genişlemenin nesnesi olan ülkeler, aynı zamanda birer özne olarak bunu talep edenlerdir.

NATO'nun genişlemesi karşısında Rusya'nın güvenlik kaygısı adı üzerinde kaygıdır, korkudur; tam da baskıcı aklın, baskıdan hemen herkesten daha fazla çekinmesi durumudur. Rusya, siyasi ve ekonomik etkinliğine oranla özgürlük bilincinin gelişimi açısından dünyanın gerisinde seyrediyor ve bu gerçeği belirtmek, bir Batı olumlaması değildir. Diğerinin olumsuzlamasıdır ama.

Bugün Gürcistan'da evlerde kafelerde, kamusal nitelikli binalarda Gürcistan bayrağının yanında Ukrayna bayrağını asılı görürsünüz. Birçok ülkede de var olan bu eğilim, halkların Ukrayna'nın yanında olduklarının açık ifadesidir. Çünkü insan, kendisini ileri olanda, iyide güzelde ve türede (Adil olanda, hak ve hukuka uygun olanda) bulmak ister.

Savaşa neden olan tüm siyasi, ideolojik, jeopolitik, tarihsel belirlenimleri bir yana bırakalım; Ukrayna halkı geri olanda, despotik olanda kapsanmak istemiyor. İşte bütün kavganın temeli budur ve bu kavganın kazananı, insan varlığının özü gereği sonunda "iyi" olacaktır. İnsan özgürlük bilinciyle yaşamak, gelişip ilerlemek ister ve bu özsel gerçek, tüm geçici engellere rağmen asıl belirleyicidir.

title