Silvan Hasuni mağaraları dünyanın ilk yemek kültürüne açılan kapı

12 bin yıl önce Mezopotamya'da pişen ilk yemeğin hikâyesi, Diyarbakır'ın tarihi Hasuni Mağaraları'nda hayat buluyor. Chef Mehmet Kudat, bu eşsiz mirasın korunması ve gastronomi dünyasında hak ettiği yeri alması gerektiğine dikkat çekiyor.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yer alan Hasuni Mağaraları, insanlık tarihinin en önemli gastronomik keşiflerinden birine ev sahipliği yapıyor. 12 bin yıl önce yerleşik hayata geçilen bu bölgede pişen ilk yemeğin, dünya mutfak kültürünün başlangıcına işaret ettiği düşünülüyor. Chef Mehmet Kudat'ın, Mezopotamya mutfağından ilham alarak gündeme getirdiği bu tarihi yerleşim, hem bölgenin gastronomi mirası hem de turizm potansiyeli açısından büyük bir değer taşıyor.

Yedi katlı mağaralar, 300 odalı yapılar, mescit ve anfi salonlarıyla adeta bir kültür merkezi olan Hasuni Mağaraları, sadece geçmişin bir izi değil, aynı zamanda geleceğe uzanan bir köprü niteliğinde. Chef Mehmet Kudat, bu eşsiz bölgenin gastronomi dünyasında daha fazla tanınması gerektiğini vurgulayarak, "Yemeğin coğrafyası vardır; bu coğrafya insanlığın ilk yemek kültürüne ışık tutuyor" diyor.

Mezopotamya'nın eşsiz hikâyesini turizm ve gastronomi dünyasıyla buluşturmanın, bölgenin uluslararası bir marka haline gelmesini sağlayacağını belirten Kudat, bu mirasın korunmasının ve tanıtılmasının önemine dikkat çekiyor.

Diyarbakır'ın Hasuni Mağaraları, geçmiş ve geleceği bir sofrada buluşturarak, gastronomi dünyası için evrensel bir ilham kaynağı olmaya aday. Bu tarihsel hazinenin keşfedilmesi, hem bölge halkı hem de gastronomi profesyonelleri için büyük bir fırsat sunuyor.

Hasuni Mağaraları'nın sadece bir tarihi yer değil, aynı zamanda dünya yemek kültürünün başlangıç noktalarından biri olarak kabul edilmesi, bölgeyi turizm ve gastronomi alanında eşsiz bir konuma taşıyor. Chef Mehmet Kudat'ın bu çağrısı, bu mirasın daha fazla tanınması için önemli bir adım niteliğinde.

Gastronomi yazarı danışman

Chef Mehmet Kudat