Hayat oyunu
Mert Çuhadaroğlu
Bazen hayatın bir oyuna benzediğini düşünüyorum; kuralları önceden bilmediğimiz, yaşarken öğrendiğimiz bir oyun. Bugün bu oyuna dair bugüne kadar öğrendiklerimin bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
İlk kural; düşündüklerimiz, inandıklarımız, enerjimiz ve ruh halimiz belli ölçülerde yaşadıklarımızı, büyük ölçüde de yaşadığımız şeylere verdiğimiz tepkileri belirliyor. Bu nedenle iyi hissetmek önemli. Sahip olduğunuz düşünceler ve inançlar sizi mutsuz ediyorsa onları sorgulayın ve zaman içinde değiştirmeye çalışın. Örneğin şanslı olduğunuza inanarak hayatı yaşamak ile bunun tam tersi arasında gerçekten büyük fark var.
İkinci öğrendiğim şey ise hayatın bir şeylerin dengesini bulmak ile ilgili olduğu. Dengeden uzaklaştıkça mutsuzluk başlıyor, dengeye yaklaştığınızda mutluluk ve huzuru korumak kolaylaşıyor. Bir isteğiniz olduğunda bunun gerçekleşmesi için emek vermek gerekiyor ama tüm çabanıza rağmen olmuyorsa da gereğinden fazla zorlamamayı öğrenmek önemli, işte bu da bir tür denge aslında.
Her daim umudumuzu koruyabilmek önemli; umut olmadan mutluluk da olmuyor. Bu umutlar sayesinde düştüğümüz yerden kalkıp ilerlemeye devam ediyoruz. En büyük başarı hiç düşmemek değil düştüğümüz zaman bir şekilde ayağa kalkıp devam edebilmek. Ve başarılı hissetmek de önemli hayatta. Mutluluğun bir tarifini verecek olsam : İçsel huzur + başarı + hayattan keyif almak + yardım etmek diyebilirim.
İyimserlik önemli bir beceri hayat oyununda. Bu oyunda hiçbir şey sürekli değil, her şey değişiyor, bu nedenle oyunu oynarken sahip olduklarımıza sevinmek tamam ama sahip olmadıklarımıza üzülmek işi zorlaştırıyor. Şükretmek ve maneviyat elbette önemli.
Ve hayat her zaman devam ediyor, devam etmenin bir yolunu buluyor, her gün yeni umutlarla başlayan yeni bir hayat. Genel olarak da yaşamak çok zevkli ve keyifli. Fiziksel bir deneyim yaşayan ruhsal varlıklar olduğumuzu unutmadan kendimizi geliştirmek ve olabildiği kadar çok insanın hayatına dokunmak güzel bir yaşam amacı olabilir. Oyunun amacı, amacı olan bir oyun oynamak da olabilir.
Hayat oyununda sürekli hedefler kovalamak yerine yolculuğun kendisinden keyif almayı da öğrenebilmek önemli.
Sevgi ile kalın.