Sevginizi klişelere yem etmeyin

Meryem Güneş

Herkeste bir telaş bir yarış bir kaygı. Neymiş 14 Şubat sevgililer günüymüş.
Sokağa çıkıp önünüze gelene sorsanız, kimi kapitalizm tuzağı der kimi Amerikan kültürünün içimize sızıp hepimizi esir almış günlerinden biri.
Kimi de sevgilisi olmak zor iş der, ne alacam diye günler öncesinden düşünmeye başlar. E yağma yok artık herkes sosyal ağlar üzerinden ne aldığını ifşa ederken, sevgilisinin kendisini ne çok sevdiğini, ne çok harcadığı üstünden sergilerken sıkıysa görmezden gelin.
Yaktın bizi azizim, ateşlere attın bizi Valentine.
Rivayet o ki Valentine'nin suçu yokmuş. 16. Yüzyılda başladığı bilinen ve 1800'lerde kapitalizmin keşfetmesiyle kapitalizmin kültür endüstrisine konu olmaya başlayan 14 Şubat Sevgililer Günü'yle ilgili lüzumsuz yere Valentine'e yüklenip dururmuşuz. Günahını almışız Azizin.
Her ne kadar en bildik şekliyle; Roma'nın 3. Yüzyılında askerlerin evlenmesini yasaklayan İmparator II. Claudius'a karşı gelip, gizlice gençleri evlendirdiği için, önce tutuklanıp kodeslere tıkılan ve ardından 14 Şubat'ta idam edilip öldürüldüğü için, onun yüzü suyu hürmetine o günün sevgililer günü olarak kutlandığı söylense de iş öyle değilmiş ya da olmayabilirmiş.
Neymiş peki? İki rivayet daha varmış. O rivayetlerden biri yine Roma'ya dayanıyor. Roma'daki antik dönemden kalma Lupercalia festivaline.
Lupercalia festivali, 13 ile 15 Şubat arası kutlanan çok eski bir festivaldir. Festivalde şehri kötü ruhlardan temizlemek, şehre sağlık ve bereketi çağırmak için çeşitli etkinlikler düzenlenirmiş. Bu etkinliklerden biri de erkekler ve kadınlar arasında yapılan isim çekilişi idi. İsmi birbiriyle eşleşen çiftler romantik bir aşka yelken açardı.
Diğer bir rivayet ise Ortaçağa kadar uzanır. O zamandan kalma inanışa göre kuşlar 14 Şubat'ta eşleştiği ve çiftleştiği varsayıldığı için çiftler birbirlerine aşk mektupları yazıp hediyeleşiyormuş. Aşk biraz da doğadan esinlenip insanlara ilham olmuş diyorlar.
Sevgilisi olan, olmayan bugüne kadar hep Valentine'e yüklenip boş yere günahını almışız. Kimimiz yalnızlığından utanıp kimsesizliğine gömülmüş kimimizde sevgilisi olmanın maliyetini olsun ya da olmasın, şu yoklukta borçlanıp sevdiğinin toplum tarafından gazlanan dırdırından çekinmiş.
Allah affetsin bizi.
Nereden bakarsanız bakın, mantıksal, dinsel, kültürel vs. 14 Şubat Sevgililer gününde bizi bu denli kasan, kapitalizmin kültür endüstrisini beslemeye bu kadar hevesli olmak bana garip geliyor. Ve Kapitalist zihniyet tarafından koyun gibi güdüldüğümüzü düşünüyorum.
Eşinizin, sevdiğinizin özel günleri olan doğum günü, evlilik yıldönümü ve hatta tanıştığınız gün, sevdiğinizle sizin özel günlerinizdir ve kutlanması size özgü biricik bir anlam taşır ve değerlidir.
Gayrısı birilerinin daha çok kazanmak için, hikayeler ve efsanelerle bizi koyun gibi güttüğü günlerdir. Klişeleri kırmanın zamanıdır.