40 yıllık doğum sancısı

Muhammed Furkan Güneş

Her doğum olduğu gibi bu doğum da sancılı olacak. 40 yılı aşkındır ıkınıp duran bir toplumu düşündüğünüzde bu doğumun olabilecek azami düzeyde sancıları olacağını da düşünmelisiniz ve buna metanetle hazırlıklı olmalısınız.
Şu ana kadar taraflarınca ufak tefek olumsuz reflekslere rağmen, sükûnetle yürütülen bu doğum sürecini akamete uğratacaklara, hepimizin karşı durması, tarafımızı terörden, savaştan yana değil barıştan yana belirlemeliyiz yoksa öncekiler gibi, ölü bir doğumla yeniden karşılaşabiliriz.
Elbette ki barışı diler ve buna çabalarken, bazen karşımıza toplumun, yıllardır ezberlenmiş milliyetçi reflekslerinin yanı sıra, bunun rantıyla beslenen kimi odaklar ya da siyasi partiler, oylarını artırma ve/veya oylarını azaltma hesapları yapmaları da olasıdır.
Oy kaygısıyla bu güzel çabayı sabote etmenin, bu ülkeye, bu millete barışı, huzuru, layık görmemek ve düşmanlık etmek olduğunu söylemeliyim.
Milliyetçilikse, vatanperverlikse, esas milliyetçilik ve vatanseverlik, yıllardır teröre kurban verdiğimiz binlerce cana, bir can daha eklememek için, lüzum ederse bir adamı bir adadan alıp bir dağa götürmek de olur, devletin kanalında barışa yapılacak çağrıyı canlı vermek de.
Milleti bu beladan kurtarmak adına yürütülen sürecin sancıları en şiddetli seviyeye çıktığında, henüz barışın doğumu gerçekleşmeden, muhalefetin, ülkeyi seçime götürmek ve sancılar içerisinde toplumu milliyetçi reflekslerle sandık başında toplamak barışa ve vatana ihanetten başka bir şey olmayacaktır.
Şayet 40 yıldır sancısını nice hayatlar vererek çektiğimiz, bu güzel doğum gerçekleştirilebilirse, muhalefetinden iktidarına, barış yanlısı konuşup, sabredip susanına kadar, bütün hepimizin payı olsun istiyorsak, üç beş oy kaygısından öte müreffeh bir ülke ve toplum için bu çabaya el vermeli çabanın sahiplerini yalnız bırakmamalıyız.
Şu ana dek gerek iktidar partisi, gerek ana muhalefet gerekse de DEM parti üstüne düşeni yapıyor ve süreci barışa kavuşturmak için gerektiği yerde konuşuyor gerektiği yerde susuyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yürütülen süreçle ilgili son olarak, parti yönetimine dönük MYK'da "Herkes dikkatli olsun, sürece sahip çıksın, destek olsun. Süreç, farklı anlaşılmalara, istismarlara yol açabilir. Bu işten rahatsız olanlar var. Onlara fırsat vermeme adına özenli dil kullanın. Süreci dikkatle izleyin ve takip edin, hassas olun" demesi çok yerinde ve çok değerlidir.