Haberler

Askeri vesayetin kılıçları

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

08.09.2024 09:03

28 Şubat sürecinin sembol sloganlarından biri: Mustafa Kemal'in askerleriyiz. Yaşı yetenlere, o günleri görenlere, 28 Şubat sürecinin, askeri vesayetin en temel sloganı hangisidir diye sorsanız ilk akla gelen slogan elbette ki budur.

Şimdi çıkıp, 200 bilemedin 250 genç teğmenin kılıç çekip "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demesini normal karşılamak hiç de kabul edilemez.

Haklı olarak, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümet cephesinden, bu disiplinsiz çıkışı ve kaçak mı dersiniz korsan mı dersiniz bilemem bu sloganı eleştirecektir.

Askeri vesayetin en revaçta olduğu dönemleri mumla arayanların da teğmenlerin çıkışına alkış tutması başka bir garabettir.

Askeri vesayetin eski günlerine özlem duyanlara karşı Cumhurbaşkanı çok yerinde ve gerekli sertlikte cevabını verdi. Susması da beklenemezdi.

O vesayetten en çok çeken ve o zor dönemlerde türlü şekilde ağır bedeller ödeyen siyasetçilerden biri olarak ve o vesayete karşı halkın tepki olarak teveccühünü kazanan bir siyasetçi olarak "Bu kılıçları kime çekiyorsunuz" diye sordu halkın vesayete karşı 23 yıldır desteklediği Erdoğan.

Halkın en çok itimat ettiği ve peygamber ocağı diye adlandırdığı bir kurumu bir sloganla bölmeye çalışmak ve hükümete karşı harekete itmek değil de nedir bu?

Kılıçları çekenler Mustafa Kemal'in askerleriyse çekmeyenler kimin askeridir diye sormazlar mı? Türk Silahlı Kuvvetleri içinde kamplaşma yaratanlar, hele ki dört bir yanımızda, (Ukrayna-Rusya, İsrail Filistin, Suriye) savaş sürerken bunu yapanlar bu milletin ancak düşmanı olabilirler.

28 Mayıs 2013'te yaşanan Gezi Parkı Olaylarında taşıdığı vesayet yükü ağır slogana karşı, esprili bir biçimde "Mustafa Keser'in askerleriyiz" diye tiye alınan sloganın ve korsan yeminin sorumluları bir an evvel belirlenmeli ve gerekli ceza verilmelidir.

Henüz, sekiz yıl önce FETÖ tarafından girişilen ve çok şükür ki bastırılan 15 Temmuz askeri darbesinin travmasını atlatamamış bu milleti tekrar askeri vesayetin cenderesine çekmeye çalışmak bağışlanamaz, bağışlanmamalıdır.

Olduk olmadık yerde olduk olmadık biçimde Atatürk'ü disiplinsizliklerine ve isyanlarına alet edenlerin ne Atatürk'e ne de bu millete hayrı dokunmaz.

Çekilen bu kılıçlara tepki gösterilmez ve bu disiplinsizliğin sorumluları cezalandırılmazsa, tıpkı o vesayet dönemlerindeki gibi "Genç subaylar rahatsız" diye kimi gazeteler manşet atar, kimi siyasetçiler de "Ordu göreve" diye çağrılarda bulunmaya başlar.

Bu millet buna fırsat vermez.

title