Haberler

Çatışma, kamplaşma ve seviyesizlik

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

25.07.2024 12:30

Siyasette dil sertleştikçe, sertliğin dozu arttıkça kamplaşma da bu sertlikten nasibini alıyor. Gerek içerde gerekse de dışarda yaşanan olaylar, artık hayatımızın olağan bir parçası olan çatışma ve gerilimler, şu yaz aylarında 45 dereceye çıkan sıcaklığın hissedilebilir derecesini neredeyse ikiye katlıyor.

Bir yandan ABD seçimlerinde Trump'a düzenlenen suikast, seçimin yönünü değiştirip Trump'a Beyaz Sarayın kapılarını sonuna kadar açarken, aylardır süren dünyanın en büyük terör örgütü siyonis İsrail devletinin soykırımları devam ediyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın birkaç hafta önce 3. Dünya Savaşı için muhtemel mealindeki açıklamaları ve şimdi de Gazze'de çözümün, iki devletli bir formülde olduğuna vurgu yaparak, 4. Gazze Savaşı ve devamlı savaş atmosferi uyarısında bulunması da küresel ölçekte huzursuzluğun ve kaosun habercisi gibi duruyor.

Parçası olduğumuz ve adına dış desek de içerisinde yer alıp parçası olduğumuz uluslararası gündem bir yana içerde de birçok anlam ve yönden sıcak ve çatışmaya gebe gündemlerden kurtulamıyoruz.

Halay türlerine, "terör halayı" diyerek yeni bir tür kazandıran İçişleri Bakanının, gözaltına alınan şüphelilere polis aracında dinletilen ve 12 Eylül Darbesinin sembollerinden biri olan "Ölürüm Türkiyem" şarkısına sahip çıkarak "Ben dinlediğim zaman son derece duygulanıyorum. Yüreğim kıpır kıpır oluyor. Türkiye'm şarkısı bugün hepimizi, bu salonda bulunan herkesi coşkulandırır." Şeklinde açıklaması yapması da hala ölümü kutsayan bir milliyetçiliğin tahakkümü altında olduğumuzu gösterir. Ve o şarkıdan hoşlanmayıp şarkıdan rahatsız olanları da terör zihniyetine itmesi de kabul edilemez bir garabet, ya sev ya terket anlayışının ürünüdür.

Diğer taraftan, sahipsiz sokak hayvanlarının uyutulması yani öldürülmesiyle ilgili yasa komisyonda görüşülürken, AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan'ın, gece kendisini saat bir buçukta arayan kadına "Sizin gibilerin uyutulmasıyla ilgili bir çözüm bulmamız gerekecek" dediğini anlatması ve ardından polemik başlayınca da panikle sözlerini izaha çalışması, gerilimin trajikomik dozunun göstergesidir.

Yukarda bir kaçına değindiğim gerilim başlıkları ve mecliste yaşanan küfürleşme ve yumruklaşmayla siyasette en aşağılara çekilen seviyenin sokağa yansıması nasıl olur sanıyorsunuz?

Kimi Bingöl'deki gibi önüne geleni bıçaklayarak öldürür, kimi de camide tartıştığı imamı okla vurur.

title