Dikkat! Yüksek Gerilim

"Şiddet yetersiz kimsenin son barınağıdır" diyor Amerikalı yazar İsaac Asimov. Hemen hemen her gün, toplumun kahir ekseriyeti olarak, yaşadığımız gerek ekonomik sıkıntılar, gerekse de politik kamplaşma ve çatışmaların bizi soktuğu fanatizm ve holiganlık bütün bir toplumu son barınağına tıkıştırıp nefessiz bırakmış gibi.

İki gün önce Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, sosyal hesaplarından birinde "Gereği Yapıldı" notuyla bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta elleri arkadan kelepçelenmiş halde bir kadın, iki kadın polisin kollarında, polis arabasından indirilmiş, karakola götürülürken görülüyor.

Vali beyin paylaşımının altına cevaben gelen mesajlardan bir kısmı, Valiyi ve iki kelimelik ifade biçimini; devletin dili böyle olmamalı diye eleştirirken, diğer bir kısmı da "Olayı bilen kimse yok devlet sırrı galiba" diyerek "Olay ne arkadaşlar" mealinde mesajlar yazmış.

Ben de olay ne diyenler cephesinden kurtulmak için küçük bir tarama ile fotoğrafta görünen kadının, ellerini arkadan kelepçelenecek sonuca götüren olaya ve görüntülerine ulaşınca iyi ki gereği buymuş ve iyi ki o gerek yapılmış dedim.

Kocaeli'nin Körfez ve İzmit ilçelerinde Bahar K. İsimli bir kadın farklı zaman ve mekânlarda birden fazla kadına şiddet uygulayıp, kadınları nefessiz bırakacak denli, öldüresiye darp etmiş ve sergilediği vahşice zorbalığı da sosyal ağlarda paylaşmaktan da geri durmamış.

İddia o ki zorbalığın sebebi, şiddete uğrayan kadınların, söz konusu zorbanın erkek arkadaşıyla yakınlaşmalarıymış. Kadının, kadına şiddetinin tipik örneklerinden, en klişe sebeplerinden biri. Hani şu noktada kimi kadınlar çıkıp da evet fail kadın olabilir ama sebep erkek der de faturayı yine erkeklere keserse şaşırmam.

Vali Bey "Gereği yapıldı" derken iki satır da açıklama yapmış olsa, belki bu olay bu kadar dikkat çekmeyecekti. Devlet dili bu seviyelere kadar düştü mü diye eleştirilmeyecek ve hatta o zorbanın tutuklanıp cezalandırılmış olması noktasında, üstüne düşeni yapan Vali Beyi tebrik edilecekti.

Devlet dili nasıl olmalı? Belki de sorulması gereken sorulardan biridir. Bu paylaşım bunun cevabını aramak için vesile olur mu bilmiyorum.

Hatta birileri, ne var ki bu dilde; devletin dili üsttenci bir dil olmak zorunda mı? Diye bakış açımızı sorgulatabilir. Sorgulatmalıdır, bunun zararı olmaz.

Zararı olana dönük, şiddete, zorbalığa karşı gereğinin yapılmış olmasına sevinmeli ve belki biraz daha açık bilgi talep etmekle yetinmeliyiz. Biraz daha bilgi ile belki de olayın görüntülerini izlemek zorunda kalmaz ve gözlerimiz ve bilincimiz o vahşice şiddete maruz kalmazdı.

Toplum olarak yüklendiğimiz gerilimin ve şiddetin yine bu hafta yaşanan bir diğer örneğine gelince. Anahtar cümlemiz "Burası ABD değil, Türkiye. Bana dokunursan 40 adamı karşında bulursun" yalan mı? Değil.

Bir dondurmacının 5 turiste 5 dondurma karşılığında, bin 500 lira hesap çıkarması ve turistlerin itirazı sonucu aldıkları 40 adamlık tehdit.

Bunun gereği nedir? Ve ne zaman yapılır acaba?