Galip miyiz mağlup mu?
Muhammed Furkan Güneş
Ahmed Hüseyin el-Şara, ABD'nin 10 milyon dolar ödülle, en çok aradığı terörist listesinden bir anda Esad ve yönetimini deviren bir kahramana dönüşmenin hikayesi.
Evvelinde gizli saklı ve hatta maskeli verdiği röportajların ardından bugün yepyeni, parlatılmış binbir kılık imajıyla kameraların bir numaralı yıldızına dönüştü.
Yaşının 42 yılına sığdırmadığı bir şey kalmadı desek yeridir. Bazen Usame bin Ladin kılığında sonra İşidin siyahlarına bürünmüş hali, ya da Fidel Castro kılığı ve kimi yerde deri sportif ceketiyle John Travolta. Bazen de siyah takım elbisesiyle arkasında duranların, ya da ipini tutanların gücü ve tehdidini mesafeli bir biçimde gizleyen bir profil. Bir tek Che Guevara kılığında görmedik.
Belli ki tarzı ve imajı günün koşullarına göre profesyonel bir ekip tarafından oluşturulan ciddi bir PR çalışmasının ürünü. Yüzündeki mimiksiz soğuk ifade ve yarım açık gözkapakları ile ürkütücü karizmatik bir figür.
Ahmed Hüseyin el-Şara ya da bugün daha çok zikredilen adıyla Ebu Muhammed Colani. Arap milliyetçisi sosyalist bir mühendis, devrilen Baas rejiminin destekçisi bir babanın ve öğretmen annenin oğlu. Colani takma adını, İsrail'in işgali altındaki memleketi Golan'dan almış. 19 yaşına kadar seküler bir hayat yaşayan ama 2000 yılında Filistin'in İsrail'e karşı ikinci intifadasından etkilenip hayata bakış açısı değişti denilen. 2003'te El Kaide askeri olarak Irak'ta ABD'ye karşı savaşırken 2005'te Musul'da yakalanınca, Ebu Gureyb ve başkaca cezaevlerinde 5 yıl tutuklu kaldı.
Bir cezaevi arkadaşı, onu El Kaide'nin Irak kolunun lideri El Bağdadi ile tanıştırmış ardından El Kaide saflarında Suriye'ye giderek El Nusrayı kurup örgüte liderlik etmiş. Bağdadi El Kaide'den ayrılıp DEAŞ'ı kurunca El Nusra'nın da kendilerine bağlı olduğunu söylese de Colani, Bağdadi'yi yalanlayarak aksine El Nusra'nın El Kaideye bağlılığının devam ettiğini söyledi.
DEAŞ ve El nusra çatışmaya başlamış ve El Nusra örgütü zayıflamıştı. Bir yandan da küresel ölçekte cihat iddiasından da vazgeçtiği ve global ölçekte bir diplomasiye yöneldiği iddia ediliyor. İşte o noktada 2016'da El Kaide'yle bağını kopardığını açıklayan Colani, Suriye'yi özgürleştirmek gibi bir hedefi önüne koymuştu. Ve bunun için 2017'de HTŞ'yi yani Heyet Tahrir Şam örgütünü kurdu ve diğer gruplarla mücadele ederek İdlib'in kntrolünü ele geçirip tek otorite haline geldi.
2021 yılında yabancı bir gazeteciye verdiği röportajda, batıyı değiştiğine inandırmaya çalışsa da önderlik ettiği HTŞ ve kendi hala ABD, İngiltere ve daha birçok ülke tarafından terörist bir örgüt olarak kabul ediliyor. Colani artık sivil alanlarda çeşitli etkinliklere katılıyor ve imajını parlatmaya çalışıyordu.
Peki Suriye'de rejimi yerinden edip PR çalışmasıyla önümüze servis edilen Colani'nin arkasında kim var? Bunu kim biliyor? Onunla Emevi Camisinde omuz omuza saf tutup namaz kılanlar biliyor diye umuyorum. Onunla zafer çığlıkları atıp rejimin el değiştirmesinde bizim de payımız var diyenler de biliyor umarım.
Biz Colani'yle Suriye'de şükür namazı kılarken, One Minute dediğimiz ve her fırsatta lanetlediğimiz İsrail, topu, tüfeği ve uçaklarıyla Suriye'yi işgale devam ediyor.
ABD'de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ittifak etmiş onlara göre SDG (Suriye Demokratik Güçleri) lideri bize göre de YPG/PKK teröristi Mazlum Abdi'ye verdikleri destek üzerinden Türkiye'yi "Suriyeli Kürt ortaklarımıza desteğimizi bir kez daha yineledik, Türkiye bu şartları derhal kabul etmezse bu hafta 2019'da ortaklaşa sunduğumuz yasa tasarısına benzer şekilde iki partili yaptırım tasarısını kongreye getireceğiz." Diye tehdit ediyor.
Labirentin içinde dolanıp duruyor gibiyiz. Kazandık mı kayıp mı ettik? Bir taraftan kazanan tarafta yer almaya ve onlarla olduğumuzu göstermeye çalışıyor, diğer taraftan da kazanmış görünenin ipini elinde tutanların tehditlerine sağır kesiliyoruz.