Haberler

Mezhep fanatizmi ve yeni barbarlık

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

13.03.2025 11:42

18. Yüzyılda yaşayan Fransız filozof Denis Diderot'un ki yazdıkları ve felsefesiyle Fransız Devrimine kaynaklık eden, aydınlanma çağının en önemli düşünürlerinden biri, fanatizm ile ilgili meşale gibi zihinlerimizde, harlı ateşiyle taşımamız gereken çok güzel bir sözü var: Fanatizmden barbarlığa bir adımda geçilir.

Son kaç gündür Suriye'nin Tartus ve Lazkiye şehirlerinde yaşanan ve bize bütün vahşiliğiyle sosyal ağlar marifetiyle izlettirilen görüntüler tam da Diderot'un dediğini kanıtlar nitelikte. Biz de fanatizm kaynaklı barbarlığın yabancısı olmasak bile, bütün açıklığıyla bu denli insanlığımızdan utandıracak boyutunu daha önce yaşamamış ya da bu denlisine tanık olmamıştık.

Ahmed Şara'nın, kimin desteğiyle olduğu malumunuz, Esad hükümetini devirip Esad'ı Moskova'ya kaçmak zorunda bırakan, bir haftalık mücadelesinin ardından, kurduğu hükümet ve bağlı ordusu, daha doğrusu ordunun içerisindeki İŞİD artığı çetelerin, Arap Alevi nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde, Tarsus ve Lazkiye'deki katliamları eminim ki her vicdan sahibi insanı insanlığından utandırmıştır.

Ne diyordu Pakistanlı Şair Muhammed İkbal? "Sanılmasın ki her insanın kalbi vardır." Kalbi olanlar için insanlıklarından utandıracak vahşetin görüntüleri, ancak ve ancak kalpsiz fanatiklerin bir adım sonrasındaki barbarlıkla daha neler yapabileceklerinin fragmanı olmasından korkmuyor musunuz? Korkuyorum ben.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevinin verilerine göre sadece dört günde gerçekleştirilen vahşetin Tarsus, Lazkiye ve Hama'daki bilançosuna baktığınızda; 1.500 sivil, tarafların her birinden 200'den fazla olmak üzere toplam 500'ü aşkın kayıp olduğu belirtiliyor.

Çatışmaların temel sebebi olarak görülen ve vahşete kaynaklık eden mezhep farklığını, Suriye için değerlendirdiğinizde, ülkede büyük çoğunluğu Sünniler oluştururken, nüfusun içerisinde azınlık olarak sayılan ve son birkaç gündür, çoluk çocuk, kadın erkek katledilen Arap Alevileri sadece yüzde 10'u oluşturuyor.

İslami gruplar içerisinde siyasi bölünmenin sonucu olarak çıkan mezhepler ya da tam tersi mezhep ayrımının siyasi bölünmelere evirilmesiyle oluşan bu düşmanlık ve fanatizm kendi coğrafyamızda da farklı örnek ve ölçekleriyle yabancısı olmadığımız bir acı.

Ne olursa olsun, kim olursa olsun, her neye inanıyor ya da inanmıyorsa insan olarak yaratılmış tek bir ferde bile, görüntülerde gördükleriniz barbarlığın mubah görülmesi kabul edilemez.

Olayı, körlüğünde yaşadığımız fanatizmle değerlendirip onların Arap Alevi çetesi Şebbiha'ların yaptıklarına karşılık, Şara hükümetinin İŞİD eskisi silahlı çetelerinin yaptıkları savunulamaz. Her birinin bir diğerinden farkı olduğu düşünülemez.

Diğer yandan olayı buradan değerlendiren kimi aydın çakması yazarların, sözüm ona Müslüman sıfatıyla: "Nusayriler, dini inançları bakımından değil, emperyalizme yaptıkları köpekliğin bir sonucu olarak hala Suriye'de sivil insan öldürecek kadar alçak oldukları için gebertiliyorlar. Başka bir şey değil." yaşanan korkunç barbarlığı meşrulaştırmaya çalışanlar var.

Senin kalbin de vicdanın yok ki gebermiş diyeyim.

title