Milli kasıntılarımız

Bundan yaklaşık 10 gün önce Milli Eğitim Bakanlığı okullara bir yazı gönderdi. İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen söz konusu yazıda, haberlere yansıdığı kadarıyla şu ifadeler yer aldı: "Belirli gün ve haftalarda yer almayan, milli ve kültürel değerlere aykırı yılbaşı, noel, cadılar bayramı vb. adı altında düzenlenen her türlü çekiliş, kutlama ve bunlara yönelik her türlü dijital, yazılı, görsel içerik paylaşımlar gibi faaliyetlerin Müdürlüğümüze bağlı okullarımızda ve kurumlarımızda yapılmaması hususunda; Gereğini rica ederim."

Yani haber ifadesiyle; Bakanlık yılbaşı kutlamalarını yasakladı. Hemen ardından Diyanet söz konusu yasağı, kendi cephesinden desteklemek için 20 Aralık Cuma günkü hutbesinde "Kendi değerlerinin yerine başkalarının değerlerini, kendi sembollerinin yerine başkalarının sembollerini benimseyen milletler ayakta duramazlar. Kendi medeniyetini unutup yabancı kültürlerin etkisi altına giren toplumlar; tarihlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini kaybederler." Sözlerini okuttu camilerimizde.

Gerek Milli Eğitim Bakanlığı'nın gerekse de Diyanet'in, temelde işaret ettiği hassasiyete katılmakla beraber, yasaklayarak bunun önüne geçmeye çalışmayı doğru bulmuyorum.

Ki yakın zamanda Milli Eğitim Bakanımız, 28 Şubat süreci faillerinin laiklik anlayışını eleştirip laiklikten anladığını "Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun." şeklinde özetlerken, okullarımızda okuyan Hristiyan ya da diğer gayri Müslimlerin Noel ya da başka adlarla yılbaşını kutlamasını nasıl yasaklayabiliyor.

Kendimi bildim bileli, bozuk plak gibi takılıp kalmışız, yılbaşı kutlamak helal mi haram mı? Kimimiz haramdır diye kestirip atarken, o gece rutin bir kutlaması varsa bile, yılbaşı diye rutini bozup eğlenmekten vazgeçer, kimi de Mekke'nin fethi gibi alternatif helal kutlamalarla millet günaha gark olmuşken, hayır hanesini şişirir.

Bu kadar kasmaya lüzum var mı? Öyle ya da böyle bir yılı bitirip yeni bir yıla girerken kimimiz, Miladi, kimimiz Hicri, kimimiz Rumi takvimlerinde zamanı öğütüp dururken, isteyen geri bıraktığı bir yılın muhasebesini yapar yasını tutar, isteyen de 2025 yılı için belirlediği hedefleri, yeni bir yıla başlamanın coşkusuyla kutlayıp, sevdikleriyle hediyeleşmenin coşkusunu yaşar.

Bunu harama bulaşmadan, zıvanadan çıkmadan yapmanın kendi değer ve kültürümüzle çatışmadan yapmanın bir yolu yokmuş gibi, külliyen yasaklayıp, her türlü etkinliğin önünü kapatmak önce hoşgörümüze sığmaz.

Kaldı ki laiklik tanımını "Bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınması" şeklinde doğru yapan Bakanımız, gayrimüslimin noel kutlamasını hangi tanıma göre yasaklayabiliyor.

Neresinden bakarsanız bakın, ne hoşgörümüze ne de laiklik anlayışımıza yakışmıyor. Sadece Müslümanların ibadet için toplandığı Cuma namazında vazedilmesi ve haramdır denmesi anlaşılır ama Müslim ve gayrimüslimin beraber eğitim gördüğü eğitim kurumlarımızda yasaklanması anlaşılamaz.

Ayrıca şunu sormak icap eder ki yılbaşı kutlaması kaç ailemiz ve evimizde Noel formunda kutlanıyor ki? Çam ağacı desen, yok, bacadan sırtında hediye paketleriyle giren Noel Baba desen, yok.

Ha nedir bir piyangomuz var. Evet kumar tanımı içerisinde haram mıdır? Haramdır. Değerlerimiz ve kültürümüzle uyuşmaz ve diyanetin dediği gibi piyango haramdır.

Onu da başına milli koyarak değerlerimizle barıştırmış devletimize gelire çevirerek mekruha yaklaştırmış mıyız? Hiç sanmıyorum. Piyango haram Milli Piyango değilmiş gibi.

Milli değer bıraktık mı ki?

Bırakmış olsak her şeyin başına milli koymak ihtiyacında olmazdık.

2024'ün defterini kapatıp 2025 yılının defterini açarken hepinize mutlu, anlamlı, yokluk ve hastalıkla sınanmadığınız yasaksız, özgür ve barış dolu bir yeni yıl dilerim.