Onuru buldun da onursuza mı verdin?

Onurlu olmadığını düşünsek ve bilsek de böylesi bir onursuzluğu, onur konuğu sıfatıyla gerçekleştirmesi, tüm dünya halkları ve büyük oranda devletleri, onu lanetlerken, uzun uzadıya ayakta alkışlanması ve bunu yapanların dünyanın süper gücü olarak görülen Amerika Birleşik Devletleri olması insanlık için unutulmayacak, silinmeyecek ve vicdanlara kazınacak bir utançtır.

Gazze'de soykırıma devam ederken Savaş Suçlusu bir katilin, ABD kongresini ziyareti ve yaptığı konuşmasının; Cumhuriyetçi senatörlerin tamamı ve sözüm ona Demokratların büyük bir kısmı tarafından alkışlanarak karşılanması, istisnalar hariç tutularak, Başkan Biden ve bütün bir ABD meclisini işlenen cinayetlerin doğrudan öznesi yapar.

Dünya tarihinin en acımasız katiline onur nişanesi verilmesi de ABD'yi onursuzluğun en tepesine çıkarır.

Demokrat Temsilciler Meclisinin 73'ünün katil Binyamin Netanyahu'yu protesto etmesi insanlık vicdanın ufacık bir tesellisi gibi okunsa da Filistin asıllı Rashida Tlaib'in elinde tuttuğu "savaş suçlusu" yazılı pankart, tüm dünya halklarının tercümanı oldu.

Haber siteleri, X platformunun sahibi ABD'li milyarder Elon Musk'ın, Siyonist katil Netanyahu'nun konuşmasını dinlemek için meclis oturumuna katılması ve ayakta alkışlamasını öne çıkarmış olsa da kendisinden beklenen bir davranışı göstermekle haber değeri taşımaz diye düşünüyorum.

Soykırımcı katil Netanyahu'nun ABD'yi ziyaretinin dördüncüsü olsa da bu ziyaretin anlamı bambaşkadır.

7 Ekimde başlayan çatışmalardan bu yana tam dokuz ay geçmiş ve dünyanın en büyük terör örgütü İsrail, 9 ayda tüm dünya halklarının itirazına rağmen, 15 binden fazla çocuğu katletmiş 17 bin çocuğu kimsesiz bırakmış ve 1 milyondan fazla çocuğu da akıl sağlığından ederek psikolojik desteğe muhtaç etmiş. Gazze'nin yüzde 80'i, 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kalmış.

İki ay önce Kızılay'ın paylaştığı verilere göre Gazze ve Batı Şeria'da can kaybı, yaralı ve kayıp sayısı 131.513'e ulaşmış.

Ve tüm vahşetin en büyük sorumlusu Netanyahu kan dökmeye devam ederken, sözüm ona dünyanın süper gücü ve demokrasi timsali ABD meclisinde, yalanlarını ve soykırımını alkışlatabiliyor.

Netanyahu ABD meclisinde yaptığı konuşmada meclisin desteğini alabilmek ve askeri yardımları meşrulaştırmak için Filistin'deki soykırımını, ABD'nin en büyük düşmanı İran'a atıfta bulunarak, savaşının aslında İran'la savaş olduğu yalanına sığındı.

"Bizim düşmanımız sizin düşmanınız, bizim zaferimiz sizin zaferiniz" derken aslında bizim cinayetimiz sizin cinayetiniz, bizim vahşiliğimiz sizin vahşiliğiniz, dediği anlamına gelmez mi? Meclisin bu konuşmayı alkışlaması ABD Meclisini de savaş suçlusu yapmaz mı?

Tüm dünyanın lanet okuduğu katili, alkışlamak umarım sizi de onun kaderine ortak eder.