Parası olmayan horozlanmasın
Muhammed Furkan Güneş
8 milyon ticari araç sahibini yükümlülük altına sokan yeni uygulama kim bilir kimi zengin edecek. Ocak sonu itibari ile sona eren ulusal taşıt tanıma sistemine kayıt işlemleri dün kapandı.
Kısa adı UTTS olan sistemin uygulanabilmesi için araçlara takılan ve iddiaya göre ederi 5,5 lira olan cihazın 2 bin 700 lira gibi fahiş bir rakamdan fiyatlandırılması akıllara yabancısı olmadığımız bir uzmanlık sorusunu getirdi.
Bu cihaz ya da sistem kimi zengin edecek?
Sizi ya da beni zengin etmediği ve etmeyeceği kesin. Ve hatta uygulama birilerini zengin ederken cebinizden beslendiği de kesin.
Öyle olmasa, her bir araca takılması zorunlu kılınan cihazın, yakıt pompalarına takılması düşünülür ve vatandaşa misliyle fatura edilen cihazın gideri, yakıt istasyonlarına yüklenirdi.
Sanıldığı gibi sadece ticari araç başlığı altındaki araçlara değil, vergi mükellefi araç sahipleri, akaryakıt harcamalarını gider olarak göstermek isteyen gerçek ya da tüzel tüm kişiler de araçlarına söz konusu aparattan taktırmak zorunda.
Taktırmasak mı? Yukarıda bahsi geçen sınıflardan herhangi birinin kapsamındaysanız ve 'Kim bilir kimi niye zengin edeyim diye' sisteme diklenirseniz, cebinizde 28 bin lira diklenme parası olmalı.
Yani anlayacağınız paranız yoksa kimseye horozlanmaya da hakkınız yok.
Sistemin hayata geçirilmesinde temel gaye, kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi olarak görünse de 5,5 lira olduğu iddia edilen cihazın 2 bin 700 lira gibi 490 katı bir rakamla bize satılması akla türlü türlü kayıt dışı amaçlar getiriyor.
Bir paramızla rezil oluyoruz klişemiz var ki önümüze çıkmadığı yer kalmadı.
Belgelerinizi hazırlamış, cebinizde paranız, sorumlu bir vatandaş olarak yükümlülüğünüzü yerine getirmenin gururuyla sırada beklemişsiniz. Sıra size geldiğinde gururla göğsünüzü kabartırken, karşınızdaki memur sistem kapalı, sistem bozuk, gibi saçma sapan gerekçelerle sizi geri çevirmiş ve sizden kaynaklı olmasa da yazılımdan kaynaklı dahi olsa ceza ödemek zorunda kalmışsınız ama bu sefer 490 kat değil 5 bin 90 kat yani 28 bin lira.
İşte tam da paranla rezil olmanın örneği ya da hikayesi bulur.
Hala bunu vatandaşa reva görenler, onlardan nasıl bir güven, gönüllülük ve adanmışlıkla ülkeye ve devlete aidiyet duygusu beklerler anlamak mümkün değil.
Milliyetçilik ve vatanperverlik ancak yukarıda zikrettiğim duydu ve düşüncelerden beslenir ki bu olmadığı için devamlı bir çatışma ve kamplaştırma politikalarıyla milliyetçiliği diri tutmaya çalışıyor ve gerilim halini sürdürüyoruz.