Haberler

Siyasetin gereği: Tehdit mi teselli mi?

Muhammed Furkan Güneş

Muhammed Furkan Güneş

02.10.2024 10:49

Aynı gün içerisinde, önce esip gürleyerek partisinin meclis grup toplantısında tehditler savuran "Özgür Özel sana diyorum, iddiaların aynen şahsın gibi çürüktür, bastığın yaş tahta, bindiğin patlak lastikli dolmuş, tutsağı olduğun tezvirat cambazlığı seni hiçbir yere götürmeyecektir," diyerek "Halk Tv ve CHP ayağınızı denk alın. Dört soytarı muhabirle Milliyetçi Hareket Partisi'ni sorgulayamazsınız, sorgulatmayız," diye de tehdit eden Bahçeli, daha sonra meclisin yeni yasama yılı açılış resepsiyonunda "üzülme bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor, siyasetin gereği olarak," diyerek aynı Özgür Özel'i teselli etmeye çalışmasına ne denir?

Siyaseten, ya da siyasetin gereği, sözler hangileri? Tehdit mi yoksa teselli mi?

Aynı şekilde Özgür Özel'in de "hepimiz doğru bildiğimizi söyleriz ama nezaketten taviz vermeyiz' dedim. Sonrasında karşılıklı selam, saygı, ayrıldık. Doğrusu budur, bir adım geri atmam ama nezaketi de elden bırakmayız." Şeklinde gazetecilere yaptığı açıklama ile ezberindeki siyasetin gereğini yerine getirmiş olmalı.

Kameralar önünde birbirine dayılanan, efelenen ve ağza alınmayacak sözlerle saldıran her bir politikacı, kameraların kayıt düğmesi kapatıldıktan sonra, aynı masada aynı sofraya oturup muhabbetin dibine vurduğunu hep söylerler.

Yaşı geçkin kimi politikacılar, bazen kameraların kayıtta olduğunu unutup, kameraların önünde çirkin ve saldırgan sözlerini siyasetin gereği şeklinde ifade ettiği ise nadiren görülür.

İşte o anlardan birine tanıklık ettik, siyaset ve siyasetçinin maskesinin düştüğü, gerçek yüzüne tanık olduğumuz ender anlardan biriydi, günah çıkarıp Özgür Özele siyaseten savunma verdiği o an.

Onlar bizi cephelerine çekmek için, sahnede, kürsüde hırçınlaşacak, biz o hırçınlık ve saldırganlığı ciddiye alıp birbirimizle kanlı bıçaklı kavgalara girişirken, onlar siyasetin gereği deyip birbirine sarılacak. Bizse altlarda birbirimizi boğazlamaya devam edeceğiz, içinde yer aldığımız politik fanatizmle can alacağız, can vereceğiz. Koyun gibi güdülen partizanlığın gereği olarak.

Ünlü yazar Victor Hugo, "Politikacının dili, sivri değil kıvrımlı olur." demiş ama bizimkiler basamak atlamış, hem sivri hem de kıvrımlı.

Elbette ki siyasetten ve siyasetçilerden dürüstlük ve samimiyet beklemiyorum ama milletin gözü önünde de kendi yalanlarına ihanet etmelerine de şaşarım.

Neredeyse her birimiz bir kez olsun aynı cümleleri ya da mealen benzerlerini dillendirmişizdir.

'Yahu adam siyasetçi, tabi öyle konuşacak.' Bir yalanı meşrulaştırmanın en kolay ve basit yoludur; siyaset.

Ben siyasetçi olmadığıma göre onların siyaseten söylediklerini, ahlaklı bir Müslüman olmaya çalışan ben, o yalanları, vicdanen ve ahlaken duyuyor, anlıyor ve yadırgıyorum.

title