Yeni yıla yeni bir umut yeniden umut

Yeni yıla sayılı günler ve hatta sayılı saatler kala, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'dan güzel bir dilek geldi: "85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkeyi var etme onuru bu Meclis'e ait olsun"

Yeni bir yıl için yeni umutlar ve barış için güzel bir temenni. Kimilerimiz 'kendini ait hissetmeyen mi var?' diyerek itirazda bulunabilir ve hatta 'hissetmeyen anca teröristler olabilir' bile diyebilir. Ve bunun üstünden birilerimizi yaftalayabilir. Ama öyle değil.

Gelin yukarıda bahsi geçen onura, hep beraber 85 milyon olarak sahip çıkalım. Artık bir daha gündemimize girmemek üzere, Kürt meselesini, oy kaygısı, iktidar çabası olmadan en insancıl ve barışçıl bir şekilde çözme kudretini gösterelim.

Çünkü inanıyorum ki bu kudret ve basirete her birimiz sahibiz. Geriye ne kalıyor samimiyet ve içtenlik. Meseleyi, artık kan davasına dönmüş çatışmayı, ancak, o samimiyet ve içtenliğin en az olduğu siyaset zemininde değil, insanlık paydasında, hak hukuk ve vicdan temelinde çözebileceğimize inanıyorum.

Tin Suresinin 4. Ayetinde Allah "Ki biz şüphesiz insanı en güzel bir biçimde yarattık." Diyor da başka yerde de "Asra yemin olsun ki! Muhakkak ki insan hüsrandadır. Ancak; iman edip, salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna…" diye de bize mesaj veriyor.

Peki, o zaman Allah bu kadar bariz bir şekilde ve devamlı 'Akletmez misiniz?' diye soran Allah birbirine hakkı ve sabrı dileyeni müstesna tutup 'Muhakkak ki insan hüsrandadır' diye uyaran Allah kelamına sırtımızı mı döneceğiz.

Elbette dönmeyeceğiz. Önümüze gelen her bir sorunu, meseleyi, kangrene dönen şiddeti, çatışmayı ve savaşı çözmek için Allah'ın kelamından başka yerde çözüm mü arayacağız?

Bir daha önümüze getirilen ya da düşen, ne derseniz deyin, Kürt meselesini, kaynağı kavmiyetçiliği bertaraf ederek çözme kudreti ve basiretine sahibiz.

Aynı coğrafyayı, aynı evi paylaşan birden fazla halk ve kardeşin arasındaki kavgayı çözmeye düşmandan yardıma ihtiyacımız mı var?

Amerika, İsrail ve daha nicesinin arabuluculuğuna ihtiyacımız mı var? Bizi bizden iyi mi biliyorlar ki bizi bizden daha mı çok önemsiyorlar ki, aynı evin içinde iki kardeşin kavgasını onlara çözdürmeye ihtiyacımız olsun.

Onlar ancak çatışma ve düşmanlıklarımızdan nemalanacak sülükler gibidirler ki biz birimizi incitir ve kanatırken, onlar birbirimizde açtığımız yaralardan kanımızı emmeye çalışırlar.

Aylar önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, herkesi dumura uğratan bir çağrıda bulundu. Haklı ve 85 milyonun yararına bir çağrıydı bu.

Ve bugün o çağrının açtığı umut ve yolda ilk adım atıldı.

DEM Parti milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, yıllardır binlerce canla bedel ödediğimiz, çatışma ve terörü bitirmek için, "85 milyonun kendisini ait hissedeceği bir ülkeyi var etme onuru bu Meclis'e ait olsun" diye İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüştü.

Temennim o ki 2024'dü böyle güzel yeşertilen bir umutla kapatırken, 2025 barışın ve rabbimin dediği hüsrandan kurtulmanın yılı olur.