Esenyurt Seçimlerinin Şaibeli İttifakı: CHP ve Dem Parti’nin Kirli Oyunu
Okan Geçgel
Esenyurt seçimleri öncesinde CHP listelerinden aday gösterilen Ahmet Özer'in, Dem Partililer ile olan yakınlığı herkesçe biliniyordu. Bu durum, seçimlerde Dem Parti'nin aday göstermeyip CHP adayı Özer'i desteklemesiyle daha da dikkat çekici hale geldi. Dem Parti olmadan CHP'nin burada seçim kazanması imkansız olduğu aşikardır. Bu ittifak, CHP'nin seçim kazanma uğruna her türlü kirli oyunu oynayabileceğini gözler önüne sermektedir.
Ahmet Özer'in terör bağlantısı kanıtlanırken, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın Özer'e kefil olmadığı yönündeki açıklamaları, bazı CHP'lilerin bile Dem Parti ile olan flörtten ne kadar rahatsız olduklarını gözler önüne sermiştir. Ancak asıl rahatsız edici olan, CHP'nin bu tür ilişkilerden kaçınmak yerine, bu tür bağlantıları gizleyerek seçim kazanma stratejisi izlemesidir. Özellikle Ekrem İmamoğlu'nun seçim kazanmak uğruna her türlü kisveye girmesi - cami, cemevi, kilise veya havra demeden her yerde boy göstermesi - bu stratejiyi net bir şekilde ortaya koymaktadır. İmamoğlu'nun bu tutumu, ilkesizlik ve siyasi ahlaksızlık olarak nitelendirilebilir.
İmamoğlu, seçim kampanyası süresince popülaritesini artırmak adına, herhangi bir değer veya ilkeye bağlı kalmaksızın, her türlü platformda boy göstermiştir. Bu durum, onun siyasi kariyerinde ne kadar tutarsız ve ilkesiz olduğunu açıkça göstermektedir. Kendisinin bu tür bir yaklaşımı, CHP'nin de genel olarak aynı ilkesizlikle hareket ettiğini ortaya koymaktadır.
Özer'in tutuklanması ve Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasının hemen ardından, Dem Partililer ile kol kola Esenyurt'a akın eden CHP'liler, son seçimde Dem Parti ile yaptıkları gizli ittifakı aşikâr etmişlerdir. Dem Parti eşbaşkanının CHP otobüsü üzerinde konuşma yapması, bu kirli ittifakı gün yüzüne çıkarmıştır. Bu durum, CHP'nin seçim kazanmak uğruna terörle iş birliği yapmaktan çekinmediğini gözler önüne sermektedir.
Seçim uğruna terörle kol kola olmak doğru değildir. Bu tür kirli ittifaklar, demokrasinin temel değerlerine zarar verir ve kamuoyunun güvenini sarsar. Siyasi partilerin, seçmenlerine karşı dürüst ve şeffaf olması gerektiği gerçeği, Esenyurt seçimleriyle bir kez daha vurgulanmıştır. Ancak CHP, bu temel ilkeleri hiçe sayarak, sadece kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi tercih etmiştir.
Ekrem İmamoğlu'nun liderliğinde CHP'nin bu tür kirli oyunlara başvurması, partisinin ne kadar ilkesiz ve etik dışı olduğunu gözler önüne sermektedir. İmamoğlu'nun popülaritesini artırmak adına her türlü platformda boy göstermesi, onun siyasi kariyerinde ne kadar tutarsız ve ilkesiz olduğunu açıkça göstermektedir. CHP'nin bu tür kirli ittifaklarla seçim kazanma stratejisi, demokrasinin geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
Son olarak, unutmamak gerekir ki: "Söyleyin arkadaşını kim olduğunu söyleyeyim. Yılanın arkadaşı yılandır, katilin arkadaşı katildir, teröristin arkadaşı teröristtir. Kiminle aynı torbaya girersen, unutma ki sen de ondansın."
Kalın sağlıcakla.