Haberler

Tasarruf Tedbirleri mi, Yerel Medyanın İdam Fermanı mı?

Okan Geçgel

Okan Geçgel

Gazeteci Yazar / TİGAD Genel Başkanı
28.08.2024 07:48

Belediyeler büyük bütçeler harcayarak konserler düzenleyip festivaller gerçekleştirirken, kamuoyuna "israfla mücadele" diye sunulan politikaların arkasındaki asıl yüzü ortaya koymak zorundayız. İsrafın ve talanın zirveye ulaştığı, kamu kaynaklarının pervasızca kullanıldığı bir dönemde, sözde tasarruf tedbirleri adı altında Anadolu'nun sesini boğmaya yönelik hamlelerin gerçekleştirildiğini görüyoruz.

Yayınlanan tasarruf tedbirleri genelgesi, gerçekte trajikomik bir bahaneden öteye gitmiyor. Neden mi? Çünkü bu genelge, sözde tasarruf amacı güttüğünü iddia ederken, sadece medyaya verilen üç kuruşluk ilanlarla ve birkaç gazete, dergi aboneliğiyle sınırlı kalıyor. Bu, tam anlamıyla bir göz boyamadır! Asıl niyetin, Anadolu medyasını susturmak, yerel basını köşeye sıkıştırmak ve gazetecileri işsiz bırakmak olduğu apaçık ortada.

Bu tablo karşısında sormak gerekir: Tasarruf gerçekten mi yapılıyor, yoksa tasarruf adı altında yerel medya susturularak, kamu kaynakları keyfi olarak çarçur edilmeye mi devam ediliyor? Anadolu medyasının yok oluşuna seyirci kalmak, demokrasinin altını oymakla eşdeğerdir. Tasarruf tedbirleri gerçekten kamu yararı gözetiyor olsaydı, ilk önce makam araçlarının saltanatına son verilir, israfın her türlüsüne karşı samimi adımlar atılırdı. Ancak görüyoruz ki, makam araçları cennete dönüşmüş, her türlü lüks ve şatafat devam ederken, tasarruf yalnızca medya kuruluşlarına karşı uygulanıyor. Bu akıl almaz bir durumdur!

Günlerdir feryat ediyoruz: "Anadolu medyası yok oluyor!" diyoruz, "Yerel medya çaresiz, gazeteci arkadaşlarımız işsiz kalıyor!" diyoruz. Ancak ne yazık ki, bu haklı çığlıklarımız karşısında yetkililer, kör ve sağır kalmayı tercih ediyor. Kayıtsızlıkla, duyarsızlıkla bu süreci izleyenler, Anadolu'nun sesinin tamamen susturulmasına göz yumuyor. Bir ülkenin basını susturulursa, o ülkede demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Sözde tasarruf tedbirlerinin, sadece basın üzerinde uygulanması, basını hedef alarak susturmayı amaçlayan bilinçli bir politikanın parçasıdır.

Şunu açıkça belirtmeliyiz ki, eğer tasarruf yapılacaksa, bu öncelikle kamu kaynaklarının doğru kullanılmasını sağlamakla başlamalıdır. Gereksiz harcamaların, şatafatın, makam araçlarının saltanatının son bulması gerekirken, halkın haber alma hakkını gasp etmek, kabul edilemez bir tutumdur. Bu, Anadolu'nun ve halkın sesini susturma çabasıdır. Ve biz, bu çabaların karşısında sonuna kadar duracağız!

Bu süreçte yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Anadolu medyasını yok etmeye yönelik bu politikalara son verin! Halkın sesi, yerel basın susturulamaz. Demokrasi, ancak özgür ve bağımsız bir basınla ayakta kalabilir. Aksi halde, tarihe bu basın düşmanlığının sorumluları olarak geçeceksiniz.

Son bir söz " Tasarruf Tedbirleri mi, Yerel Medyanın İdam Fermanı mı? "

Kalın sağlıcakla.

title