Haberler

Aile Şirketlerinde Kişilik ve Yönetim

Ömer Aydın

Ömer Aydın

Yönetim Danışmanı / Yeni Medya Elektronik Yayıncılık A.Ş.
21.02.2024 09:35

Aile şirketlerinin işleyişini etkileyen en önemli unsurlardan birisi de aile bireylerinin varlığı ve bu bireylerin kişilik özellikleridir.

Aile bireylerinin farklı kişilik özellikleri nedeniyle yönetimde ciddi zorluklar yaşanabilmektedir. Farklı kişilik özelliklerine sahip aile üyeleri, işletme çerisinde görevlerini yerine getirirken farklı tutum ve davranışlarda bulunabiliyorlar.

İşletmelerde bu tutum ve davranış farklılıklarını; baba ve çocukları arasında, kardeşler ve diğer akrabalar arasında sık sık yaşamaktayız.

Danışmanlık meslek hayatımda; farklı kişiliklerdeki aile bireylerinin işletmeye olumlu ve olumsuz neler yaşatabileceğini yakından gözlemlemek fırsatım oldu.

Aile bireylerinin mizaç ve kişilik yapılarından kaynaklanan farklılıklardan dolayı ailenin yönetiminde ciddi zorluklar yaşanırken, aile bireylerinin profesyonel şirket kadroları ile entegrasyonunda ve yönetişiminde de ciddi sıkıntılar yaşanabilmektedir. Şirket faaliyetleri esnasında, toplantılarda zarar verici çok farklı tutum ve davranışlar gözlemlenebilmektedir. Ciddi kavgalara ve kaosa varan birçok örneklerini bizzat işletmelerde yaşadım.

Yönetim Danışmanı olarak, işletmelerde birbiri ile konuşamayan ve iletişim için devreye başkalarını koyan aile bireyleri ile sık sık karşılaşmaktayım. Birbirlerini çok basit konulardan dolayı mahkemeye veren kardeşlerin ve baba oğulların davalarını geri çekmeleri ve sulh olmaları ile uğraşmak zorunda kaldığım vakalar çok oldu.

Bazı durumlarda, bu kişiliklerden birkaç tanesi, şirketteki baskın kişilikleri oluşturabiliyor. Ailede farklı kişilikler, bazen sorunların, çoğu zaman da çözümlerin kaynağı olabiliyor. Bunu belirleyen faktör, farklı kişilikleri, doğru görev ve pozisyonda tutarak, fıtratına uygun yetki ve sorumluluk verebilme becerisidir. Özetle kişiliğine uygun yetki ve sorumluluk vermediğimiz aile bireyi problem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bunu yapabilmek için de; "öncelikle kendimizi ve kendi kişiliğimizi; sonra da birlikte çalıştığımız aile bireyleri ve profesyonel ekip arkadaşlarımızın kişiliğini iyi analiz etmeli/ettirmeliyiz". Bu olmadığı sürece organizasyon içerisinde sulh ortamı oluşturmamız zorlaşacak ve iletişimde sıkıntılar yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

Pek tabi ki; kişilik farklılıklarını deneyim ve tecrübelerimizle ortaya koyabileceğimiz gibi; daha doğru olanı tercih etmeli ve işin profesyonellerine kişilik analizi yaptırmalıyız. Bu daha doğru sonuç verecektir. Kişilik analizleri ile güçlü ve zayıf yönlerimizin farkına varabilirsek; herkesle sulh olmamız daha da kolaylaşacaktır.

Kurallarla sınırlandırmadan, sınırsız yetkilerle donattığımız aile bireyi sermaye sahibi olarak "har vurup harman savurmaması" için uygun kişilikte olmalıdır. Temkinli, sorgulayıcı bir aile bireyi varken; kasa ve harcama yetkisini bir başka üyeye vermemek gerekir.

Aile şirketlerinde takım lideri veya aile büyüğü konumundaki kişi, farklı kişiliklerin farkında değil ve sadece yönetimi kolay olsun diye kendi kişilik grubuyla örtüşen ve tasdik edici kişileri takıma seçiyorsa, takım ve işletme çok uyumlu ve ahenkli olacak, kolay yönetilebilecektir. Ancak, o kurum veya takımda verimlilik, yüksek performans, yenilik ve orijinalite çok az seviyedegözlenecek, sürdürülebilirlik zarar görecektir.

Aile Şirketlerinde önemli problemlerde birisi de; boş kadrolara atanması gereken aile dışı daha yetkin bir aday varken aile üyesinin bu göreve atanmasıdır. Kritik görevlere işin ehli personel atanmalı, aile üyesi olmak bu pozisyonlar için yeterli olmamalıdır. Aynı zamanda kişiliği uygun olmayan aile üyesi de, sadece yetkin diye kritik pozisyonlara atanmamalıdır.

Ailenin yapısını bozmayacak, zarar vermeyecek ve hatta güçlendirecek şekilde kişilik özelliklerini, ailenin hiyerarşik yapısını, geleneksel özelliklerini ön plana çıkaracak yönetim yapıları başarıyı getirecektir. Yanlış görevlendirmeler ailedeki uyumu, birlik ve beraberliği, ahengi de bozabilmektedir.

Aile bireyleri şirkete fayda yerine zarar veriyorsa, aile uyumsuz bireyi mutlaka işten uzaklaştırmalıdır. Yoksa uyumsuzlukları ve hatalı kararları ile şirkete ciddi zarar verebilirler. Bu bireylerin finansal özgürlüğü sağlanmalı ve ailenin geçimini sağladığı lokomotif şirketten uzaklaştırılmalılar.

Tüm bunların sağlanamadığı aileler; finansal problemleri olmasa da, ticarette büyüyememekte, hatta batmakta veya ciddi krizler yaşamaktadır. Zira aile bireylerinin arasındaki ilişkiler işletmenin faaliyetlerini ve sürekliliğini etkileyen en önemli unsurlardandır. Burada, duygusal boyutu yok saymadan ve tamamen de duygusal davranmadan; kurallar geliştirerek aile içerisinde ve şirket bünyesindeki görev, yetki ve sorumlulukları üyelerin kişiliklerini dikkate alarak belirlemeliyiz.

Bütün bu durumları değerlendirdiğimiz zaman aile şirketleri için mutlaka, ailenin bireylerinin özelliklerini de işin içine katan Aile Anayasası hazırlanması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

title