İş Hayatında Küfürlü Konuşmalar

Ömer Aydın

Bütün kötü alışkanlıklar gibi küfürlü iletişim kurmak, her yerde olduğu gibi işyerlerinde de ortadan kaldırılması gereken bir hastalıktır. Özellikle de son dönemlerde artan, küfür ve kaba sözler söyleme hastalığına müptela çalışanlar, konumu ne olursa olsun; "şaka yaptım, bu küfür sayılmaz" vb. bahanelere sığınmadan bir an evvel bu kötü huydan uzaklaşmalıdır.
Bir çalışanın başka bir çalışanla, bir yöneticinin başka bir yönetici ile veya çalışanların müşteri ve ziyaretçilerle küfürlü konuşması ortamın kalitesini ve tarafların motivasyonunu düşürmektedir. Küfür ve hakaretli kültür aynı zamanda işyerinde stresi de artırdığı için kullanılan dil son derece önemlidir.
"Benim iletişim tarzım bu", "samimiyet göstergem", "karşımdakiler bundan rahatsız olmuyor", "eski kafalı olmaya gerek yok, bu küfür sayılmaz" vb. bahanelere sığınarak kötü iletişimi legalleştirmemek gerekir. Zira, küfürün şakası ve hafifi olmaz.
Dinimizde ve bütün dinlerde; argo ve küfürlü iletişim hoş görülmemiş, ayıplanmış, günah sayılmıştır. Ülkemizde de hiçbir kültürde, küfür ve argo hoş karşılanmamakta, üstelik ayıplanmaktadır. Küfürün doğal karşılandığı, normal görüldüğü bir kültür, bir işletme bulmak mümkün değildir. Olsa da işletmedeki herkesin buna rıza göstermesi mümkün değildir.
Birçok işyerinde, küfür, hakaret, kaba sözler, ses yükseltme mobing olarak görülmekte ve hukuki yaptırımlara neden olabilmektedir. Hukuki sonuçları olmasa da ciddi gerilimlere ve bazen de kavgalara neden olmaktadır.
Kelime dağarcığı gelişmemiş, iletişim becerileri zayıf, stresle baş etme konusunda kendini geliştiremeyen, yanlış ortamlarda yetişen kişilerde küfür, argo, hakaret, yüksek sesle iletişim bir kültür haline gelmektedir.
Son dönemde özellikle genç nesil; çocuk, kadın, yaşlı diye ayırt etmeden küfürbazlıklarına devam etmekteler. Bu huyları onlara cazip gelmekte, böyle yaparak deşarj olduklarını düşünmekteler. Oysaki, kendileri rahatlarken başkalarını üzdüklerini düşünmeliler.
Küfür bir rahatlama yolu olarak görülmemeli, özendirilmemelidir.
Küfürsüz İş Ortamı İçin
Kurumsal Dil Oluşturmak: İş yerinde geçerli olacak yazılı ve sözlü iletişimin kuralları belirlenir ve buna uygun hareket edilir. Aksine hareket etmek disiplinsizlik olarak kabul edilir.
İyi Örnek Olmak:"Balık baştan kokar" düsturuna uygun hareket edilerek, yöneticiler tüm işyerine örnek olurlar. Bu konuda birçok patronun sınıfta kaldığına hepimiz zaman zaman şahit olmaktayız. Bunu bir de karşı cins yanında yapmak daha da iğrenç olmaktadır.
İletişim Eğitimi Düzenlemek: Yönetici ve çalışanlara yönelik, etkili iletişim, stresle başa çıkma ve öfke kontrolü konusunda eğitim verilmelidir. Eğitimin sonuç vermediği durumlarda, ilgili çalışanlara doktor desteği sağlanmalıdır. Çünkü, ağza dahi alınamayacak şeyleri söyleyen, duyanların gerildiği konuşmalar yapan kişi, bu tavırlarını normal karşılayınca tedavi artık kaçınılmaz olmaktadır.
Manevi Destek: İnsanları rahatsız edici dil kullanmanın, küfürlü konuşmanın manevi zararları, hak doğurması, günah olması, toplumun ana dinamiklerine zarar vermesi gibi konular küfürbaza anlatılmalıdır.
İnsan, vicdanını rahatsız eden her iletişimde şüphelenmeli ve karşı tarafa zarar verip vermediğini sürekli kontrol etmelidir.
Sonuç olarak, küfürlü konuşmanın bir hastalık olduğunu kabul ederek; hayatın her aşamasında ve özellikle de iş yerlerinde küfürlü konuşmaların önüne geçmek yönetimlerin en önemli görevlerindendir. Bunu sağlayamazsa işletmeler kurumsal itibarı korumakta ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmakta sıkıntı yaşayacaktır. İş yerlerinde saygılı ve profesyonel bir dilin benimsenmesi, uzun vadede çalışan memnuniyetini ve iş verimliliğini artıracaktır.