İşletmelerde Sorunların Üzerini Kapatma Hastalığı

Ömer Aydın

Tıpkı bireylerde olduğu gibi, bazı işletmelerde de sorunlarla yüzleşmek yerine, görmezden gelme veya geçiştirme alışkanlığı gelişebilir. Bu "halının altına süpürme" anlayışı, orta ve uzun vadede ciddi yönetim zaaflarına neden olabilir.
Küçük ya da büyük demeden tüm problemleri kalıcı çözümlerle ele almak, işletmelerin temel yönetsel prensiplerinden biri olmalıdır. Sorunları biriktirmek, işletmeler için daha büyük krizlere neden olabilir ve sürekliliği tehlikeye sokabilir.
Bazen sorun oluşmadan önceden tedbir almak, bazen de ortaya çıkan problemleri hızlıca çözmek gerekir. Ancak işbirliği ve iletişim yapısı güçlü olmayan işletmelerde sorunlar çözülmek yerine sümen altı edilebilir.
Yöneticiler Sorunun Farkında Ama Neden Çözüm Getiremiyor?
Birçok durumda yöneticiler sorunun farkındadır ve hatta çözüm yollarını da bilirler. Ancak, karar alma sürecindeki uyumsuzluklar nedeniyle sorunlar görmezden gelinebilir. Bu durum özellikle aile şirketlerinde daha yaygındır. Aile bireyleri, sorunun çözümü konusunda sorumluluğu birbirlerine bırakır ve problem, işletme zarar edene kadar çözülmeden kalabilir.
Örneğin, zarar eden bir maden ocağını kapatmak konusunda herkes hemfikir olabilir, ancak zayıf iletişim nedeniyle kimse gerekli adımı atmaz ve zarar büyümeye devam eder.
Çözüm Neden Ertelenir?
Bazı işletmelerde, tıpkı çocukların hata yapma korkusuyla sorunları ebeveynlerinden gizlemesi gibi, problemler ötelenir veya aceleci ve yetersiz çözümlerle geçiştirilir. Ancak kalıcı bir çözüm bulunmadığında, sorunlar ilerleyen dönemlerde daha büyük krizlere yol açabilir.
Geçmişte bir tekstil işletmesinde, dikim esnasında yaşanan hatalar, ütüleme aşamasında geçici olarak düzeltilmişti. Sorun göz ardı edilerek ürünler satışa sunuldu. Ancak, müşterilere ulaşan ürünlerde kalite sorunları ortaya çıkınca iadeler yaşandı ve işletme ciddi zarara uğradı. Oysa hatalar, ilk tespit edildiği anda kalıcı bir çözüm üretilerek engellenebilirdi.
Sorunlar Biriktikçe Kriz Kaçınılmaz Olur: Sorunların kök nedenlerine inilmezse, küçük gibi görülen problemler zamanla çok daha büyük krizlere dönüşebilir. Hiç umulmadık bir konudan şirketler ciddi zararlarla karşılaşabilir.
Örneğin, yurt dışına mermer ihraç eden bir işletme, paletleri ilaçlamazsa, taşıma sırasında tahtalara böcekler yerleşecek ve mürekkep gibi yayılacak zararlara neden olabilecektir. Basit bir tedbir eksikliği, binlerce dolarlık zarara yol açabilir.
Çözüm Odaklı Yönetim Nasıl Hareket Etmeli?
Personelin sorunları rahatça iletebileceği bir sistem kurulmalı ve taleplere hızlı dönüş yapılmalı.
Kurum içi denetimler ve veri analizleri yapılarak sorunların önüne geçilmeli.
Şeffaf ve açık bir iletişim anlayışı benimsenmeli.
Sorunlar halının altına süpürülmemeli, aksine çözüm odaklı bir yönetim anlayışı hakim olmalı.
Hatalardan ders çıkarılıp süreçler geliştirilmeli.
Herkesin anlayabileceği basit, etkili bir yönetim sistemi kurulmalı.
Sorun tespit eden kişi cezalandırılmamalı, aksine ödüllendirilerek sorumluluk almaya teşvik edilmelidir.
Sorunları gizlemek, görmezden gelmek veya erteleyerek daha da büyütmek, işletmeler için uzun vadede büyük tehditler doğurur. Gerçekten başarılı işletmeler, sorunlarla yüzleşir, çözüm üretir ve sürekliliği garanti altına alacak stratejiler geliştirir. Sürdürülebilir bir başarı için, sorunları zamanında tespit edip, veriye dayalı kararlarla çözmek hayati önem taşımaktadır.