Haberler

Şirketlerde Duygusal Zekanın Önemi

Ömer Aydın

Ömer Aydın

Yönetim Danışmanı / Yeni Medya Elektronik Yayıncılık A.Ş.
18.09.2024 01:37

Duygusal zeka, bireylerin kendi duygularını ve başkalarının duygularını anlama, yönetme ve bu duygulara uygun tepkiler verme yeteneğidir. İşletmeler açısından duygusal zeka, sadece yöneticiler ve çalışanlar arasında değil, aynı zamanda müşteriler ve iş ortakları ile de güçlü ilişkiler kurma fırsatı sunar.

Yüksek duygusal zekaya sahip işletmeler, daha verimli iş süreçlerine, güçlü ekip çalışmasına ve daha yüksek çalışan memnuniyetine sahip olabilir.

Bazı işletmeler çalışanlarının duygularını anlama, istek ve beklentilerini yönetme konusunda daha kapasitelidir. İşletmenin kurumsallaşma düzeyine göre farklılık gösterse de işyerlerinde kararlar çalışanların duyguları ile alınmaktadır.

İşyerlerinde kurgulanan sistemlerin çalışanların akıllarına ve duygularına hitap etme düzeyine göre o işletmenin duygusal zekası hesaplanabilir.

Hiyerarşik yapıya, usul ve adaba uygun olarak çalışanlar, görüş ve düşüncelerini rahatça paylaşabiliyor ve birbirlerine eleştiride bulunabiliyorlarsa bu işyerinin duygusal zekasının geliştiği ifade edilebilir. Bu tür yapılarda önce çalışan gelmektedir. Bu organizasyonlarda bireycilikten ziyade ekip kültürü yaygındır.

Şirketinizin Duygusal Zekasını Nasıl Ölçebilirsiniz?

  • İşbirliği Düzeyi: Bölümler ve çalışanlar arasında işbirliği gelişmemişse, bireysel çalışma esaslı bir yapı kurgulanmışsa işletmenizde duygusal zekanın zayıf olduğu söylenebilir. Bir bölümün iş yoğunluğunda diğer bölümlerden geçici destek alması oldukça zordur.
  • Şirket İçinde Çatışmalar: İnsanlar sosyal hayatlarında olmadığı gibi, işyerinde de aynı fikirde olmayabilir ve doğal olarak çatışmalar da yaşanabilir. Duygusal kültürü yüksek işletmelerde çatışmalar, işe ve üretkenliğe zarar vermediği gibi, çalışan ilişkilerine de zarar vermez. Yönetim bazen çatışmaları hedefleri gerçekleştirmede bir araç olarak ta kullanabilir. Hiç unutmuyorum; bir eğitimde kısa bir videoda bir yabancı işletmenin toplantısını izlemiştim. Gündemler yoğun ve katılımcılar kavga düzeyinde bir iletişim ortamında konuları tek tek irdelediler, kararlarını aldılar ve dışarı çıkınca da birbirine yiyecek ve içecek ikramında bulundular. Bu sahne yıllarca unutamadım ve birçok ortamda da anlatıyorum.
  • Motivasyon Durumu: İşletmede hedefler belli, istikrar var ve çalışanlar da istekli bir şekilde işe geliyorsa bu işletmenin de duygusal zekasının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir işletmede çalışana nerede çalışıyorsun sorusunu sorunca hemen şirketinin ismini alabilirsiniz. İşyerinde motive olmayan, ayağı sürüyerek işe giden kişi ise bu soruya dolaylı cevap verecek, konuyu geçiştirecektir. Duygusal zekası gelişmiş işletmelerde yöneticiler, personelin tükenmişlik ve zoraki çalışma durumunu iyi gözlemler ve bunu ortadan kaldırıcı sistemler geliştirirler.
  • Empatik Ortam: Diğer çalışanları anlamak, onlarla sağlam ilişkiler kurmak, kişinin kendisinin ve etrafındakilerin kişilikleri ve duygusal altyapılarını bilerek hareket etmesi işyerinde motivasyonu ve verimliliği artıracaktır. Çalışanlarını empati konusunda bilinçlendiren, dinleme ve iletişim becerilerini artırmaya çalışan, sorunları ertelemeden empati ile çözen işletmelerin duygusal zekasının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Zira, empati, işyerinde hem motivasyonu, hem de üretkenliği artırır.
  • Personel Sirkülasyonu: Yüksek personel sirkülasyonu, işletmeler için maliyetli ve verimsizdir. İşletmede ekip ruhu varsa, görev ve sorumluluklar net belli ise, kurallarla yönetim hakimse, çalışanların hakları piyasa rayicinde ise ve hepsinden önemli şeffaf bir yönetim varsa personel sirkülasyonu az olacak, aidiyet artacaktır. Bu konulara dikkat eden işletmelerde personel bulma sıkıntısı da daha az yaşanmaktadır.
  • Güven Ortamı: Şeffaflık ve dürüstlük, güven ortamını sağlar. Duygusal zekası gelişmiş işletmelerde güven en önemli yapı taşlarından biridir.
  • Memnuniyetsizlik: Çalışanlar işyerinde kendi işlerini yürütür gibi çalışıyorsa, verimlilik üst düzeyde ise bu
  • Verimlilik ve Tasarruf: Duygusal zekanın geliştiği işletmelerde israf ve ihtiyaç dışı harcamalardan uzak durulur.
  • Hataların Giderilmesi: İnsanın olduğu yerde mutlaka hata olacaktır. Hata olmaması için gerekli önlemleri almak ve yine de olumsuzluk, eksiklik yaşanması durumunda kalıcı çözümler bulmak, işi geçiştirmemek üzerine bir yönetim sergileniyorsa duygusal zekanın geliştiğini söyleyebiliriz.
  • Değişime Direnç: Duygusal zekası yüksek işletmeler, değişimi bir tehdit olarak görmek yerine bir fırsat olarak değerlendirir. Çalışanlar, yeniliklere daha açık olur ve değişim süreçlerine direnç göstermeden adapte olurlar.

Sonuç olarak, bir işletmenin duygusal zekası, çalışanların mutluluğu ve işletmenin verimliliği için kritik bir faktördür. Şirketler, çalışanlarının duygusal ihtiyaçlarını anlamalı ve yönetmelidir. Hakkaniyetli bir yönetim sistemi kurup, personelin çalışmalarını, emeğini takdir etmeli ve desteklemelidir.

title