Haberler

Başarıya asansörle değil, merdivenle ulaşılır

Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt

Doç. Dr. Onur Başar Özbozkurt

Akademi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
07.10.2022 12:21

Evet… Tam da Zig Ziglar'ın söylediği gibi…

Hayallerinden birisi tüm dünyayı keşfetmek olan bir birey olarak hem mesleğim hem de turistik amaçlarla dünyanın birçok ülkesini keşfetme fırsatım oldu.

Bundan 10 sene önceydi…

Gerçekleştirmiş olduğum bir yurt dışı seyahatimde, bembeyaz badanalı mavi pencereli evlerin sıralandığı şirin sokaklarıyla, dünyanın farklı yerlerinden gelen turistlerle dolup taşan, yüksek çekim gücüne sahip adalardan olan Mykonos'u ziyaret etmiştim.

Mykonos'un dar ve bir labirenti andıran sokaklarında kaybolurken gözüme, aşağıdaki fotoğraftan da görebileceğiniz, beyaz bir merdivende yer alan müthiş bir söz çarpmıştı.

Başarıya asansörle değil, merdivenle ulaşılır

Merdivenin o beyaz basamaklarında aynen şu cümle yazıyordu:

There is no elevator to success. You have to take the stairs.

Yani, başarıya giden bir asansörün olmadığına ve merdivenlerin kullanılarak basamakların "bizzat" çıkılması gerektiğine dikkat çekiliyordu.

Bu sözde kendimi bulmuştum…

Çünkü, henüz doğduğumda kulağıma fısıldanmıştı "Başar"

Çünkü, sabır, kararlılık, alın teri ve onur lu bir yaşamın bireyleri başarıya ulaştıracağını ve hatta bu yolda bireyleri benzersiz kılacağına inanan bir insanım…

Sonrasında bu sözü katıldığım canlı yayınlarda ve yapmış olduğum motivasyon konuşmalarında sıklıkla kullandım. Birçok insanın da bundan ilham aldığını gördüm çünkü çevremde birçok iş ortamında, bu sözün duvarlara kalın harflerle yazılmaya başlandığını gözlemliyordum.

Konumuz başarmak ile ilgiliyken çok sevdiğim bir kesiti de sizlerle paylaşmak istiyorum sevgili okurlar…

Matematiğin şimdiye kadarki en etkili kitaplarından "The Elements"in yazarı ve aynı zamanda geometrinin babası olarak kabul edilen Öklid de konuya yaklaşık 2300 yıl önce, tarihe geçen bir sözüyle farklı bir perspektiften dikkat çekmiştir ki bence bu sözüyle kişiliğini de ortaya koymuştur.

Dönemin Kralı I. Ptolemy, okumada güçlük çektiği "The Elements" ile ilgili olarak Öklid'e, "Geometriyi kestirmeden öğrenmenin bir yolu yok mu?" diye sormuştur. Öklid ise, Kral tarafından gelen bu soruyu, "Özür dilerim ama geometriye giden bir kral yolu yoktur." diye cevaplamıştır.

Bu örneği de göz önünde bulundurarak günümüze doğru geldiğimizde, sadece ve sadece gerçeği öğrenmeyi başarmanın bile kestirme bir yolunun olmadığına dikkat çeken Öklid'in ortaya koyduğu bu yaklaşıma 2300 yıl sonra ihtiyaç duyuyor olmak şaşırtıcı değil mi?

Farklı zaman, farklı insanlar ancak benzer olaylar…

Halen, bazı insanların başarıya giden iniş ve çıkışlarla ve büyük meydan okumalarla karşılaşacağı zorlu bir yol yerine, en kısa yola başvurduğu veya bunun hayalini kurduğuna hemen hepimiz şahit olmuyor muyuz?

Oysa asıl önemli olan emek vererek elde edilen başarı değil midir?

Merdiveni çıkarak elde edilen başarılar değil midir ardından iz bırakan?

O halde vakit, konfor alanımızdan çıkmayıp, hayata geçirmediğimiz eylemlerin yarattığı pişmanlık duygusuyla hiç zaman kaybetmeden, en kısa değil, en doğru yolda yürümek ve yürüdüğümüz bu zorlu yolda sabırla ilerlemek vaktidir.

Esenlikler dilerim…

Kaynakça

https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-1-4471-0325-7_3

title