Mersin biziz, biz Mersiniz

Güzel memleketime bahar geldi…

Mersinimi, baharın habercisi olarak kabul ettiğimiz turunç ve narenciye ağaçlarının çiçeklerinden yayılan o mest eden koku sardı.

Palmiyelerin arasından Akdeniz'e açılan berrak denizi, inci gibi koyları binlerce yıl geriye uzanan katman katman tarihiyle büyülenmemek elde mi turizmin saklı cenneti Mersinimden?

Hem mesleğim gereği hem de turistik amaçla dünyanın birçok önemli destinasyonunda bulundum ama her defasında Mersinimin portakal çiçeği kokan sokaklarında, palmiyelerin altında yürümeyi özlediğim için geri döndüm.

Şimdiye kadar Mersin ile ilgili kaleme aldığım yazılarımda Mersin'in ülkemizin turizm başkenti olması gerektiğine dikkat çektim ki, memleketimi hep tanıtmaya ve unutanlara hatırlatmaya çalıştım.

Yazılarımda Mersin'i hep resmetmeye çalıştım ki çok yoğun bir ilgiyle takip edilen bu paylaşımlarımın, Mersin'e daha önce gelmeyenlere dahi onların Mersindeymiş gibi hissetmesine vesile olduğunu duydum defalarca…

Dahası birçok insanın da bu paylaşımlarımdan ilham aldığını gördüm.

Ne mutlu bana eğer Mersinimizin tanıtımı için bir katkı da ben sunabildiysem ve başkalarına ilham verebildiysem…

Ama bu hepimizin görevi…

Yalnızca belirli zamanlarda Mersin'i hatırlayanların değil, her zaman kalbinde ve ruhunda Mersin aşkı olanların görevi…

"Mersinliler, Mersin'e sahip çıkınız" diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün sözünden hareketle hiçbir zaman bu topraklardan kopmayanların görevi…

Yani bizim görevimiz…

Çünkü,

Biz Mersiniz… Mersin de biziz…

Sevgiler