Haberler

Yalnızlıklar

Özlem Koç

Özlem Koç

Yazar / Fotoğrafçı
07.01.2022 11:51

Katlanmak herkes için zordur. Canının çok yandığı bir anda ses çıkarmamaya çalışmak bağırmamak,sevdiğin biri veya bir şeyin kaybını yaşadığında sadece hıçkırıklarının duyulduğu o an kendi ölümünü hissedersin. Kıvranarak kabullenmek ve tek başına göğüs germek veya gerememek sonunda mağlup olmak. İzleyen için de eğer vicdanlıysa bir o kadar zordur. Dizi veya film izlerken mesela bağırana ağlayana değil içini çekene içlenirsin kalbini inciten acıtan, yalnız yaşamaya çalışanların ağrılarıdır. Çünkü yalnızlık, güzellik sihrine bürünmüş bir kabustur. İnsan en çok acılarını yalnız yaşamaktan korkar ve de yalnız ölmekten. Her şeyi kendi başına taşımak neredeyse imkansızdır. Ve "insanlar sosyal bir varlıktır" tanımlamasına rağmen bunu pratikte başaramadıklarında yok olurlar. Sıradan hayatları bir noktada düğüm olur. Görünmez bir düğüm. Sosyal varlık olmanın içinde öncelikle evlat olabilmek vardır. Ardından doğru arkadaşlık bağları kurmayı başarmalı insan. İyi bir eş ve layığıyla bir ebeveyn olma konusunda istek ve azim göstermeli. Akrabalar çok zaman hayatı zindana çeviriyor olsalar da çürük olmayanları ayıklamalı ve iletişimini sıkı tutmalı.

Nerede, ne zaman ve ne şekilde geleceği belli olmayan ölüm korkutmaz aslında. Korkulan yalnız ölmektir. Ve çoğu kez yalnızlığı sevdiği konusunda bir öz savunma geliştirir kendisine yalnız kişi. Kimse bunu haketmiyor. Yusuf' un kardeşleri gibi ya da Habil ile Kabil'in kardeşliğinin bir türü değilse kardeşiyle bağları, azap derisinden sıyrılır tüm korkuları rahatlıkla. Ancak Firavunla düşman da olsa Tanrı çekip almayı bilir en dar zamanda. İletişim dendiğinde her ne kadar mesleki bir terim olduğu akla gelse bile sadece "Günaydın"dır o. "Merhaba"dır. "İyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler" dir. "Nasılsın" dır. "Yardıma ihtiyacın var mı"dır. Bazen sadece sevgi dolu küçük bir gülümsemedir. "Teşekkür ederim, sağ ol, iyi ki varsın" bunların hepsi de tek başlarına bile olsa iletişimdir.

Kendi başına üstesinden gelebilmek neredeyse imkansızdır kaderin. Bir yabancının, siz anlatırken karşınızda oturup sessizce dinlemesi bazen sadece elini tutması korkunun yarıya inmesidir. Acıyı paylaşmasıdır. O acının bir kısmını almak kimseye zannettiği kadar büyük ağırlık yapmaz. Acının birazını aktarmaktan korkmamalı. Küçücük bir çocuk veya bir kedi büyüklerden daha cesurdur bu konuda. En çok korkutan düşmek değildir. Elini tutup kalkmana yardım edecek birilerinin olup olmadığıdır. Endişesi mahveden soğuk buzdur. Bir süre sonra içine işleyip uyku mahmurluğu tadında alıverir canını.

Sempati akrebin iğnesindeki zehirdir, empati ise insan olabilmenin bir şartı. Henüz hayattayken sadece güzel anılarda değil aksi söz konusuyken de yanyana oturabileceği kişileri almalı hayatına. Küçük bir nefes ve mola için kendi haline parkta bankta geçireceği bir sürenin sonrasında aile bildiği biri veya birilerine doğru yürümeli. Öyle birileri olmalı. "Ben yalnız kalmayı çok seviyorum" Hayır sevmiyorsun. Düpedüz yalnızsın. Baş edebilmeyi kolaylaştıran ve duygularını sağlıklı tutmak için geliştirilmiş o savunma mekanizmasının hissinden arınmalı ve insan olabilmenin ilk şartını; düşünen, sosyal bir varlık olmayı yerine getirmelisin. Ve kısa bir zaman dilimi ya da bir an için değil, daimi bir hareket olmalı ardında ağır ağır da olsa yukarı doğru ivme kazanmalı.

Yargılamayan insanlar edinmek zor olsa bile imkansız değildir. Tecrübelerden ders çıkarılabilir fakat bu kendini tecrit etmek anlamını taşımaz. Koca bir dünya dolusu insan var ve bunların hepsi kötü olamaz. En azından bir kısmı o lanetten uzak kalmayı başarmış olmalı. Ne kadar uzun sürerse sürsün karşılaşmamaları imkansızdır. Kimse yalnız ölecek kadar başarısız olmamalı hayatta. Başkasının yanında olmayacak kadar da kötü. Aşağı çeken, ayağına takılan, başını ağrıtan, uykuları kaçıran, iştahını kapatan, gözyaşını ciğerine akıtan ya da kapı arkasında ağlatan, bazen sadece duvarlara baktıran , içine oturan hiçbir şeyle kendi başına kalmaya hakkı yoktur kimsenin. Her şeyden önce kendisini doğuran anaya ve onu yoktan var eden Yaradan'a karşı sorumluluğunu yerine getirmeli. Yalnız kalmamalı sadece dikkatlice etrafa bakmak çoğu kez işe yarar.

Yardım istemek utanılası bir durum değildir ve illaki bunun için hazır bekleyen biri vardır. Bu profesyonel bir çalışan olsa bile. Herkes, gözlerini son kez kapattığında, içten bir bakışı yanında götürebileceğini bilerek yaşamına devam etmeli yoksa endişe her saniye ilerleyen kangrene dönüşür. Amputasyon dahil kurtuluş söz konusu bile olamaz. Yalnızken, yüzünün ne kadar muhteşem bir manzaraya dönük olduğunun hiç önemi yoktur. Yanında biri varsa görebilir ancak.Kimse ölmekten korkmuyor. Tek korkulan yalnız olmak.

Ömrünüz mucizelerle dolsun

Özlem KOÇ

title