Haberler

Neden Hep Aynı İnsanları Hayatıma Çekiyorum ?

Sevgi Yaramış

Sevgi Yaramış

Uzman Psikolog / Kültür Psikoloji
28.05.2024 01:20

Tekrarlama zorlanışı, bireylerin bilinçsiz bir şekilde geçmişte yaşadıkları olumsuz veya travmatik olayları yeniden canlandırma eğilimidir. Bu, kişinin aynı türden ilişkileri, durumları veya davranışları tekrar tekrar yaşaması şeklinde ortaya çıkabilir.

Nedenleri:

Travmanın Yeniden Canlandırılması:

Kişi, geçmişte yaşadığı travmayı tam anlamıyla işleyip çözemediği için, bu travmayı yeniden yaşayarak çözüm arayışına girer. Bilinçaltı, bu travmayı tekrar ederek bir şekilde anlamlandırmaya ve başa çıkmaya çalışır.

1. Tanıdıklık ve Güvenlik: Bilinçaltı, tanıdık olanı güvenli bulur. Kişi, daha önce yaşadığı durumu yeniden canlandırarak tanıdık bir ortam yaratır, bu da bir tür güvenlik hissi sağlar.

2. Duygusal İhtiyaçlar: Geçmişte karşılanmamış duygusal ihtiyaçlar, bireyin benzer durumları yeniden yaşama ve bu ihtiyaçları bu sefer karşılama umuduyla tekrar etmeye çalışmasına yol açar.

3. Görünüm Biçimleri:

-İlişkiler: Kişi, geçmişte kötüye kullanılmış veya ihmal edilmişse, benzer türde zararlı ilişkileri tekrar tekrar kurabilir.

- Davranış Kalıpları: Birey, geçmişte kendine zarar veren davranışları tekrar edebilir, örneğin madde kullanımı, kendine zarar verme veya riskli davranışlar.

- Durumlar ve Olaylar: Kişi, sürekli olarak benzer türde travmatik veya stresli durumları kendine çeker.

İlişkilerde Tekrarlama Zorlanışı

İlişkilerde tekrarlama zorlanışı, özellikle dikkat çekicidir çünkü bireyler genellikle benzer ilişki dinamiklerini yeniden ve yeniden yaşarlar. Bu dinamikler, kişinin çocukluk deneyimlerinden veya önceki romantik ilişkilerinden kaynaklanabilir. İşte bu sürecin bazı örnekleri:

1. Bağlanma Stilleri:

- Güvensiz Bağlanma: Güvensiz bağlanma stillerine sahip kişiler, genellikle aynı türde güvensiz ilişkileri tekrar ederler. Örneğin, çocuklukta yeterli duygusal destek almayan bir kişi, yetişkinlikte duygusal olarak ulaşılması zor partnerleri çekebilir.

- Kaygılı Bağlanma: Sürekli ilgi ve onay arayan bireyler, ilişkilerde aşırı bağımlılık ve endişe yaratabilir, bu da ilişkilerinde sürekli sorunlara yol açar.

2. Ebeveyn-Çocuk Dinamiklerinin Yeniden Oynanması:

- Ebeveyn İlişkileri: Kişi, çocuklukta yaşadığı ebeveyn-çocuk dinamiklerini romantik ilişkilerde yeniden canlandırabilir. Örneğin, otoriter bir ebeveynle büyüyen biri, kontrolcü bir partner arayabilir.

3. Tamamlanmamış Duygusal İşler:

- Çözülmemiş Travmalar: Geçmişte yaşanan ve çözülmemiş travmalar, bireyin benzer ilişkileri veya durumları tekrar yaşama eğilimini artırır. Bu, kişinin bilinçsizce bu travmaları çözme ve duygusal iyileşme arayışından kaynaklanır.

Tekrarlama Zorlanışının Üstesinden Gelmek

Tekrarlama zorlanışını aşmak için bireylerin farkındalık geliştirmesi ve bilinçaltı süreçlerini anlaması önemlidir. İşte bazı stratejiler:

1. Psikoterapi:

- Psikanaliz ve Dinamik Terapi: Bu terapiler, bireyin bilinçdışı süreçlerini keşfetmesine ve geçmiş travmalarıyla yüzleşmesine yardımcı olabilir.

- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):BDT, bireyin düşünce ve davranış kalıplarını tanımlamasına ve değiştirmesine yardımcı olur.

2. Farkındalık ve Kendini Anlama:

- Kişisel Gelişim Çalışmaları: Meditasyon, günlük tutma ve kendini gözlemleme gibi uygulamalar, bireyin kendi davranış ve düşünce kalıplarını fark etmesine yardımcı olabilir.

- Eğitim ve Bilgilendirme: Tekrarlama zorlanışı hakkında bilgi sahibi olmak, bireyin bu döngüyü tanımlamasına ve değiştirmesine yardımcı olabilir.

3. Destek Grupları ve Sosyal Destek:

- Destek Grupları: Benzer deneyimleri yaşayan diğer bireylerle deneyim paylaşmak ve destek almak, tekrarlama zorlanışının üstesinden gelmede yardımcı olabilir.

- Sosyal Destek: Güvenilir arkadaşlar ve aile üyeleriyle duygusal destek arayışında bulunmak, iyileşme sürecini kolaylaştırabilir.

Özetle, tekrarlama zorlanışı, geçmişteki travmatik veya olumsuz deneyimlerin bilinçsizce tekrar edilmesi eğilimidir. Bu eğilim, bireyin bilinçdışındaki çözülmemiş meselelerle başa çıkma arayışından kaynaklanır ve farkındalık geliştirilerek, terapötik yöntemlerle ve sosyal destekle üstesinden gelinebilir.

title