Anadolu Antik Kenti Hattuşaş

Lineer çizginin ötesinden, zamansızlık örgüsü ile tanımsız alandan bizlere ulaşan Anadolu Antik Sanat İzleri esasen kendini fraktal niteliğinde tekrarlayarak bir nevi köprü vazifesi görmektedir. Geçiş koridorları ile ünlü tapınaklar, antik kutlama ve toplama alanları, zafer sonrası inşa edilmiş geçit ve köprüler, zamansız olduğunun farkındalığında ki insanın farkındalığına her çağ ve kültürde her sızmıştır.

Hissetmek isterseniz... Daimi neşe ve bolluk bilincini topluma var oluşu ile mayalayan tüm antik eserler dönemin kültürel ve antropolojik yapısını yansıttığı gibi aynı zamanda da günümüz insanın bilinci ile var olduğu dönemi yüksek akıl ile dönüştürmektedir.

Bence de... Sanat, bizlere dünyaya herkesin gözüyle bakabilmeyi, evrensellikle birlikte açığa çıkan zamansızlığı yansıtmaktadır. Bizleri sıradanlıktan kurtarıp, özgün kılar ve belki duygularımızı, yaşama dair tüm kararlarımızı kısacası yaşantımızı sorgularken aslında size kendimizi var etmek imkanı sağlar!

Tarihteki ilk kez başkent olma yetisi ile Hattuşaş, yaklaşık 40-50 bin insanın yaşam sürdüğü tahmin edilen Anadolu'nun açık hava müzeleri arasındadır.

Anadolu'nun değerli topraklarında bulunan Hattuşaş, dünyanın her yerinden sayısız insan için unutulmaz tarihi atmosfer niteliğindedir..

Antik bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarda günümüz insanına ulaşan tarihi eserler, Çorum Kent Müzesi'nde ziyaretçilerini beklemektedir. Bin tanrılı kent olarak bilinen Hattuşaş, tarihte ilk kez düzenlenen, kadın ve erkek eşitliğine dair yasa ve çalışmaları ile hafızlarımıza yerleşmiştir. Büyük tapınak bölgesi olarak bilinen antik kent, Geçit Kapısı ve Nişantepe' de yer alan uzun hiyeroglif yazısı ile günümüz insanın ilgisini çekmektedir.

Birbirinden farklı beş medeniyete; Hititler başta olmak üzere Asurlular, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslılara ev sahipliği yapmış olan Hattuşaş, insanlığa dair geçişin tarihsel izlerini günümüze dek taşıyan, köprü niteliğinde ki antik kentler arasında yer almaktadır. Hititler döneminde anıtsal ve kaya tipi mimari eserlerinin göz alıcı büyüklükte olması dönemin imparatorluk gücünün ne denli büyük olduğunun yansıması gibidir…

Hattuşaş denince akıllara gelen, antik kentin en yüksek noktasında bulunan Sfenksli kapı, Aslanlı kapı ve Kral kapısında yer alan aslan motif ve heykelleri boyutları ile iddialı olduğu kadar, antik dönemin yontu sanatının farklı yapısını da gözler önüne sermektedir. UNESCO tarafından 1986 yılında Dünya Mirasları listesine eklenen antik kent, araştırmacı gezgin Charles Texier tarafından 1834 yılında keşfedilmiştir.

Dönemin farklı kültür ve dil yapılarından oluşan mozaik yapısı sonucunda açığa çıkmış olan zengin çünkü özgün yapı her dönemde kendini kültürel aktarımlar ile var etmiştir. Örneğin, Hitit döneminin yansımaları niteliğinde ki bir çok kutsal, sanatsal, kültürel aktarım ikonografilerine çok sonraki çağlarda Mezopotamya kültüründe yeniden rastlamaktayız. Birbirinden farklı ırk, din ve dil ve yapı sentezi olan Anadolu mirasçısı günümüz insanı, bana göre en çok ta özgünlük kavramını yaşamsal hafızasında taşımaktadır. Sanatın bizleri özgün kılarak, bütünleştirdiği yeni yazılarda buluşmak üzere...

Sevgi ve saygılar sunarım.