Anadolu inanç ve düşünce geçişlerinin izleri

Anadolu'da antik dönem kentleri hangileridir?

Anadolu antik medeniyetlerinin görsel gösterge bilimleri ile ilişkisi nasıldır?

Kentleşme ve yerleşme, antik dönemlerden günümüze kadar toplumlar aracılığıyla kültürün ortak hazinesi mimari ve sanatsallığın oluşturduğu, dokuları oluşmuştur.Çağlar boyunca Türk dünyasının en büyük yansımaları olan tapınaklar, kütüphaneler, imar ve yapıların tümü bugün olduğu gibi her zaman ve dönemde,yankı uyandırmıştır. Hiç şüphesiz dönemlerin etkisini en çok kültürel ve sanatsal izler aracılığıyla izlemekteyiz.

Ülkemizi ziyarete gelen misafirler, kültürel Anadolu ziyaretleri öncesinde mutlak araştırma ve öğrenme süreçlerini tamamlamaktadır. Yapılan akademik araştırma anketlerine göre ziyaretçi turistlerin çoğu "Homeros – İliada Destanını tüm zenginliğiyle, Lydia kralı Kroisos' u, Frygia kralı Midas öykülerini, Meryem Ana -Efes" oluşumuna dair bilgi edinerek sonrasında sayısız filozof ve düşünürün yaşadığı kadim alanları ziyaret etmektedir.

Görsel Gösterge Bilim, Tarih ve Sosyoloji bilimlerinde, ikonografi aracılığıyla aktarımı devam eden sayısız,mitolojinin en tanınmış kahramanları bilindiği üzere Anadolu halkındandır.

Evrensel kaynak niteliğinde kabul gören eserlerden Homeros, İlyada Destanı insanoğlunun zor süreçlerine kaynaklık etmişti. Çoğunlukla mitlerden (Görsel Gösterge Bilimi) etkilenerek günümüze kadar ulaşmayı başarmış Truva Savaşı'nı konu alan İlyada Destanı ayrıca tüm toplumlar tarafından saygıyla karşılanarak varlığı önem taşımaktadır. Anadolu' ya dair her türlü tarihsel aktarım, kentlerde yaşam sürmüş olan dönem insan kadar günümüz insanına ilham veren aktarımı ile değiştirdi. Antik çağlardan günümüze kadar Anadolu'daki Önemli Kültür Merkezleri, yerleşim yerleri asırlar boyunca yaşam alanı olarak kullanılarak farklı kültürlere ait bambaşka kültür tabakası ortaya çıkarılmıştır.

Elde edilen bulgular evrensel bakış açısında Anadolu uygarlığı içindeki yerini göstermesi açısından ayrıca kıymetli başka bir yere sahiptir. Anadolu'nun topraklarında var olan kentler daimi tarihsel gelişme ve değişim göstererek, medeniyetlerin kültürel aktarımların bünyesinde özleştirmiş ülkemizde antik kentlerin evrimin bütünlüğü kadar köklü zengin çeşitliliğini yalnızca takdir etmemizi değil, gelecek nesillerin aktaracağı izlerin yani hafıza ve kaydında farklılığının toplum anlayışımızda saklı olduğunu görmeme olanak tanıyacağını düşünmekteyim.