“Diyarbakır’da 10 bin yıllık tarih Çayönü
![Tülay Çağlar Kadı Tülay Çağlar Kadı](https://www.haberler.com/i/74/tulay-caglar-kadi_5643_b.jpg)
Tülay Çağlar Kadı
![](https://foto.haberler.com/genel/yazar-yazilari/2025/02/05/diyarbakir-da-12-bin-yillik-tarih-cayonu-3900_5897_o.jpg)
Diyarbakır'da 10 bin yıllık tarih Çayönü
Öncelikle, kendime de sorduğum bir soru ile başlamak isterim...
Çayönü Tepesi ve Hilar, dünya uygarlık tarihinde, insanoğluna neyi ifade eder?
Ve bu soru da, peki...
İnsanoğlu, ne zaman toplu ve düzenli yerleşik hayata geçti?
Sorusunun yanıtıdır.
Öyle ki, ilk kez hayvancılık ve tarım bu alanda yeryüzü planına katılmıştır. Bence, bu alana dair geliştirilen her anlayış esasen medeniyet ufkunu anlamakla eş değerdir!
Bu yazıyı yazma nedenim; madencilik tarihimizin ülkemiz adına da önemsiyor oluşumla birlikte bu coğrafyalarda teröre kurban verdiğimiz insanlarımızdır. Ülkenin birliği adınadır! Nice asırlardır... Öyle ki, Neolitik dönem ve öncesinden beri bu toprakların çocuğu olduğunu unutan kendini dışarıda kalmış sananlarımıza birlik çağrısı olsun.
Sosyal bilimler ile alakadar olanların tahmin edeceğini düşünerek, bakır maddesinin somut planda ve soyut alanda temsiliyet yetkisini hatırlatmak isterim!
BAKIR: Saf maddedir ve o, karışım olamaz .
Sentez olabilir ki… Bu süreç te pek tabii harmoni gerektirir.
Yakındoğu ve Levant coğrafyasında Neolitik Dönem kültür tarihine dair açığa çıkan bulgular anahtar niteliği taşımaktadır!
Diyarbakır, her çağda Anadolu'nun önemli kültür ve ticaret merkezi de olduğundan deyim yerindeyse insanoğlunun dikkatini cezbetmiştir çünkü"Verimli Hilal" olarak adlandırılan bölgede, Yakın Doğu Uygarlıklarının ilkleri mevcuttur.
Çeşitli kaynaklarda, Amid ya da Amidal olarak zikredilen Yukarı Mezopotamya'nın ve ANADOLU'NUN önemli kentlerinden olan Diyarbakır, Neolitik dönem itibariyle başlayan serüveniyle bizlere halen ışık tutmaktadır.
Bu şehir Ortaçağ sonrası kuyumculuk ve maden sanatında, Selçuklu Anadolu Sanatı öğelerini de belirlemektedir.
Elbette şehrin sanat adına kıymetli temsilciliği, Yeniçağ' da ilerlemeye devam etmiş ve Osmanlı maden sanatında da gelişimi devam etmiştir!
İfade etmek istediğim husus; Ortaçağ itibariyle her dönemde Diyarbakır'da faaliyet gösteren sanat işliklerinde heykel şamdan, çan, havan, kemer, tokası, mangal, sfenks, kase, silah, ayna üretilirken mücevher niteliğinde olan kolektif bellektir!
Bu şehir, Çayönü (Neolitik) itibariyle günümüz insanını kavuşturan köprü niteliğindir.
Bekr kabilesinin yerleşmesiyle şehir "Diyâru Bekr" (Bekr kabilesinin yurdu) olarak adlandırılan şehir Atatürk ve Türk Dil Kurumukararıyla Diyarbakır olarak güncellenmiştir. Şehre adını veren madenlerden bakır yazının Görsel Gösterge bilimine göre de "koruyuculuk" vasfını taşımaktadır.
Harmoni ve sentez uygarlıkların gelişimine, yeryüzünde daima zemin hazırlamıştır…
Ve de… 1964 yılında alanı günümüz insanıyla buluşturmak adına kıymetli adımlar atan Halet Çambel' e sevgi ve selam olsun. Nurlar içinde olsun, dileklerimle! Ki, kendisi "Yerinde Koruma Modeli" ni gerçekleştiren ilk arkeoloğumuzdur.
Yeniden buluşmak üzere, hoşça kalınız.
Meraklısına duyurulur! Seçtiğim görsel "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Diyarbakır'a gelişidir", sevgiler.