Haberler

Göktürk kaya resimleri

Tülay Çağlar Kadı

Tülay Çağlar Kadı

Eğitimci - Yazar
28.12.2022 07:18

Kaya resimleri insanlığın ilk ve entelektüel arayışlarıdır!

Kaya resminin belirleyici unsurunu belirleyen yazı, arkeolojik alanların kimliğini belirlerken de dayanak noktasıdır.

Yani... Yazı ile açığa çıkan; aidiyet kavramıyla birlikte işaret edilen kimliğe ve millete hatta ilişkili arkeolojik alanlara böylelikle yüzümüzü döneriz.

Orhun Anıtlarındaki alfabenin oluşması belki her bir harfin arkasında bugün insanlığın binlerce yüzyıl önce oluşturduğu, aktarıma merhaba dediği, kaya resimleri iledir...

"Türklere ait bir kaya resmi; Türklere aittir" derken resimdeki damgalar incelenir ve damgaları destekleyen yazı kanıt niteliğinde, süreklilik ilkesi içinde binlerce yıldır oluşageleni sanki kendine kanıtlarmış gibi, yüzyılların hafızası kendini tekrar etmektedir.

Yaşasın fraktal işleyişin etkileri...

Göktürk dönemi kaya resimlerinde yer alan motif ve tasvirler elbette yeryüzünde bir anda var olmuş değiller... Onlar aynı zamanda önceki toplum, kabile ve yaşanmışlıkların aktarımıdır. Kültürün insanoğluna köprü niteliğinde mihenk taşı olduğundan önceki yazılarımda da bahsetmiştim.

Kaya resimleri alanında Saymalıtaş; kayıtlı ve mevcutta sayılabilmiş olan 10.000 kaya üzerinde 96600 kaya resmine ev sahipliği yapan, Orta Asya'daki en geniş kaya resim alanıdır hatta dünyadaki kaya resimleri alanlarında en zengin alandır, diyebiliriz.

" Kaya resimleri; insanlığın ilk entelektüel arayışları "

Bu arayışlar dünyanın farklı coğrafyalarında, bazen ihtiyaçlara göre bazen farklı kültürlerde ancak en önemlisi bağımsız olarak aynı tarihlerde yeryüzünde var olmuştur.

Yaşasın eşzamanlılık ilkesi...

Bu arayışlarla esasen aktarılan sonraki nesillere oluşturulan zemin yani kültürel miras kavramıdır.

Bu yazımın birkaç başlığı olabilirdi!

"Kültürel miras" olabilirdi, mesela...

Şimdi izninizle, kültürel mirasın; köprü niteliğindeki oluşlarına Köktürk dönem izleri aracılığıyla erişelim.

Yaşamlar boyunca realite bulan tüm aktarımlar aslında daimi miraslardır, bilgiyi nasıl muhafaza ederiz sorusuna yanıttır da, mesela...

Göktürk dönemi aktarımlarında kaya resimlerinde sıklıkla rastladığımız "ok - yay - avcılık - geyik - at figürleri" günümüz insanına avcılığın yansıra dönemin inanç ve anlayış biçimlerini aktarmaktadır. Damgalardan aktarıla gelen ve damgalardan Türk alfabesine geçen aktarımların tamamı kültür olgusu nispetinde arkaik olduğu düşünülen (tarihe geçememiş, unutulmuşlar) yerine ebediyet kazananlardır . Tarih içinde kendi alfabesi olan çok az millet varken yazıya geçmek, milletleşmek sürecinde, kültürel aktarım sayesinde süreklilik ilkesi ile ebediyete mazhar olmuş Türk milleti için böylelikle: kaya resimleri önemlidir.

Türk tarihinin yok sayılmış, terminolojik ve arkeolojik buluntu açısından eksik kalmış olması nedeniyle karanlık dönemler olarak nitelendirilen dönemler sonrasında "Orhun Anıtları" ile birlikte yok denilen, karanlık olarak atfedilen dönem aydınlığa kavuşur böylelikle Türkiye Arkeolojisi adına milat başlar, diyebiliriz...

Türk yaşantı ve toplumsal oluşumlarının çok daha öncelerde var olduğu, ihtişamla gözler önündedir. Bir toplumun kaya resminde tamgasını çizmiş olması ve onu göç ile aktarmış olması demek, o toplumun önceki ataları itibariyle de var olduğunu kanıtlarda, ondan...

Eski Çağ kültürleri sayılırken "Hint - Yunan - Mezopotamya- Çin - Mısır" aktarımlarından esas olarak bahsedilirken, Türk kültürü yani yüzyıllardır özgünlüğünü muhafaza etmiş aktarım neden sayılmaz veya sayılamaz?

Oysa coğrafi konum gereğiyle, bahsi geçen 5 kültürle ilişkide olduğu halde süreklilik ilkesiyle, özgünlükle kendi kültürünü oluşturan Türk aktarımı; arkaik yani kaybolmuş ve belki kabile dönemleri öncesi itibariyle sonrasında imparatorluk kavramıyla birçok bileşke ile milletleşme sürecinde teyitler.

Kültürlerin kendi içlerinde buluşmaları, etkileşimlerine rağmen özgünlükle Türk kültürü kavramının yeryüzünde münhasır ve daim olduğunu; Orhun anıtları öncesindeki damgalara dönüşen kaya resimlerinden, anlarız.

Kaya resimleri kabileden milletleşme sürecini aktarır ve belgeler ki; tarih içinde milletleşebilmek yani kültürleşebilmek adına da var olanlardır.

Orta Asya coğrafyasında Türk milleti; kabile yaşamları, oba, çadır hayatı, beylikler ve imparatorluk olmak üzere dönüşen tema ve süreçlerde sadece kültürel aktarımın sürekliliği ile milletleşebildiği için başka toplumları da kendilerine katabilmiş böylelikle evrensel değerlereulaşabilmiştir.

Köktürk kaya resimleri deyip, geçmeyiniz! Yeniden yenide buluşmak üzere, sevgiler...

Kaynak; Servet Somuncuoğlu - Damgaların Göçü

title