Haberler

Bahçeli Gemileri Yakar Mı?

Zeynep Alkış

Zeynep Alkış

13.06.2024 11:51

Havaların ısınmasıyla birlikte bu hafta , siyaset arenası da ziyadesiyle sıcak geçti.

Öncelikle, siyasette gözlerin çevrildiği iade-i ziyaret gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ni ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Erdoğan'ı kapıda karşıladı. İki lider, genel merkez önünde tokalaşarak gazetecilere poz verdiler. Erdoğan ve Özel'in görüşmesi 1,5 saat sürdü. Özel, görüşmenin ardından Erdoğan'ı makam aracına kadar uğurladı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve CHP Sözcüsü Deniz Yücel görüşmede ele alınan konulara ilişkin ayrı basın açıklamaları düzenlediler.

Görüşmede konuşulan konu başlıkları yeni anayasa çalışmaları, ekonomi, Avrupa seçimleri , asgari ücret zamları olduğunu açıkladılar.

Aynı gün içerisinde ; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da suikast sonucu öldürülen Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'i ve kızlarını Külliye'de kabul etti. Görüşme sonrası Ayşe Ateş'ten dikkat çeken bir mesaj geldi. "Suçu ve suçluyu öven her kim varsa dün ne söylediğine bakarak yarın ne konuşacağını düşünsün. Çünkü adalet yerini muhakkak bulacak" açıklamasını yaptı.

Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bu iki önemli görüşme sonrası bütün dikkatler, gelişmelerin tam ortasında duran MHP ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli'deydi. Bahçeli, her satırı mesaj yüklü bir yazılı açıklama ile gelişmeler karşısında MHP'nin tavrının ne olacağını "metoforik ve sembolik" olarak anlatan yazılı bir açıklama ile resmen ihtarda bulundu. Buna siyasete balans ayarı da diyebiliriz .

Bahçeli'nin yazılı açıklamasından bazı notlar:

"31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini müteakiben Türk siyasetinde, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partiler arasında normalleşme ve yumuşama arayışlarının temel alınarak çok bilinmeyenli yeni bir denklemin kurulmak istendiği gözlemlenmektedir."

"Kucaklaşmak, konuşmak, milletimizin talep ve sorunlarına müşterek akılla çözüm aramak, bunu da başarmak siyasi partilerin asıl ve öncelikli görevidir."

"Elbette buna diyecek veya itiraz edecek halimiz ve hevesimiz hiç olmayacaktır."

"Ancak sıcak gündemin üst sıralarına yerleşen temas ve görüşme trafiğinin Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef alan karalama kampanyasına dönüştüğü de her türlü izahtan varestedir."

"İddianamesi hazırlanan bir cinayet davası üzerinden de Milliyetçi-Ülkücü Hareket'e yönelik itibar suikastının yaygınlaşması, bu suikasta refakat eden kimi isimlerin sürekli parlatılması, dahası kapı kapı gezdirilmesi, ekran ekran dolaştırılması, bir hak ve hukuk arayışından öte iç huzur ve barış ortamını zehirlemeye tam teşebbüstür."

Bu kapsamda siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa,

Bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır.

"Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı görüşmeleri, kurduğu ilişki ağlarını, icra ettiği ikili temasları saygıyla karşılıyor, zatı devletlerini daha da rahatlatmak için bir kez daha feragatle hareket edip karşılıksız inisiyatif alıyor ve bu tercihimizi aziz milletimizle paylaşıyoruz."

Yazılı metinden anlaşılacağı üzere Bahçeli , Erdoğan'ın yaptığı bu iki önemli görüşmeyi , kendi ittifakları açısından bir kırılma olarak görmüş. Türkiye siyasetinin normalleşmesini "ısmarlama" olarak görüp kendi denkleminde normal olmadığını tekrar tekrar vurgulamış.

CHP ile kurulan siyasi diyaloğu bir restleşme kartı görerek , bariyersek çekiliriz imalarıyla, ittifakı gerdiği aşikar.

Bahçeli'nin ağır ifadelerinden biri de Ak parti yönetimineydi.

"AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi'nin samimi dileği ve temennisidir"

Siyaset okuması güçlü olanlar bilirler ki ; Bahçeli ve ekibi Ak partiyi asla kendi muhatapları görmediklerini bu ittifakın bileşeni olarak sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıdıklarını..

İktidarın tüm zorluklarını AK parti ve teşkilatlarının yaşadığı , konforunu da MHP'nin yaşadığını anlamayan idrak edemeyen yok herhalde.

Bahçeli'nin imalı, manalı, ironik cevap ve yorumları siyaset denkleminde ciddi bir paradoks oluşturuyor. Bu ittifak yeni süreçte ne kadar gider kestirmek zor. Lakin sürekli yüzük atan nişanlı , o nikah masasına oturamaz..

title