Haberler

İstanbul Kültür Yolu Festivali Kapsamında Nezih Başgelen ile Türkiye’de Arkeoloji Yayıncılığı Konferansı

Zeynep Özcan

Zeynep Özcan

Yazar ve Editör
04.10.2024 12:48

Şehirde Kültür Yolu Festivali sürerken Toprağın Altından Kâğıdın Üzerine Anılar ve Tanıklıklarla Türkiye'de Arkeoloji Yayıncılığı konferansında Sayın Nezih Başgelen'i dinlemek üzere İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ndeydim.

Arkeoloji ile yayıncılığın ortak noktası ve tutkusu, geçmişi bugünden yarına taşımak suretiyle zamanı aşabilme kabiliyeti olmalı... Yıllar, dönemler, çağlar ve hikâyelerle katman katman örtülen topraktan çıkarılan buluntuları, yaşamları yazarak kaydetmek büyüleyici bir serüven… Yayıncılık alanında kıymetli meslek büyüğümüz Nezih Başgelen Hoca'dan müzenin olağanüstü kütüphanesinde, eşsiz atmosferinde bu harikulade serüveni dinlemekten onur duydum…

Arkeoloji Yayıncılığı Konferansı, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Sayın Rahmi Asal'ın açış konuşmasıyla başladı. Rahmi Bey, arkeoloji bilimini toplumla buluşturmakla kalmıyor, arkeolojinin farklı disiplinlerle olan ilişkisine yönelik derin bilgilerin paylaşıldığı etkinliklere de imza atıyor. Rahmi Bey'in Nezih Hoca'yı sunduğu anlamlı konuşmasının bir bölümünü paylaşıyorum:

"Türkiye'de Arkeoloji Yayıncılığı, uzun yıllardır Nezih Hoca'mdan dinlemek istediğim bir konuydu. Üniversiteye adım attığımızda arkeolojiyle ilgili yayın bulmak mucize gibiydi. İki üç kaynağımız vardı. Herkes dönüp dolaşıp o kaynaklardan bakıyordu. Tarihçisi de arkeoloğu da sanat tarihçisi de… Dolayısıyla bu konu benim için çok özel ve önemli. Sayın Nezih Başgelen Hoca'mız sizlere arkeoloji yayıncılığının serüvenini anlatacak. Aslında gerçekten bir serüven. Türkiye'de yayıncılık zaten zor. Bir de ayrıyeten arkeoloji alanında yayıncılık yapmak, büyük sorumluluklar ve özveri gerektiren bir alan. O nedenle daha da kıymetli bir alan. Bugün İstanbul Kültür Yolu Festivali'ni fırsat bilerek bu konferansı düzenlemek istedim."

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi'nde yapılan konferansta 1978'de alanının ilk popüler süreli yayını olan Arkeoloji ve Sanat Dergisi ile 1982'de Arkeoloji ve Sanat Yayınları'nı kuran Arkeolog ve Editör kıymetli Nezih Başgelen Hoca'yı dinleyebilmenin büyük bir ayrıcalık ve şans olduğunu söylemeliyim.

Değerli Nezih Hoca konuşmasına: "Sevgili dostlar… Arkeolojinin, sanat tarihinin, geçmiş dönemlerin kültürünün meraklısı, değerli izleyiciler… Benim için oldukça heyecan verici bir gün. Çünkü Arkeoloji ve Sanat'ın doğduğu mekândayız. Buraya geldiğim vakit kısa pantolonlu, 1970'lerin orta okul talebesi olarak, büyük bir merakla yaz tatillerinde, âdeta buranın bir memuru gibi, sabahleyin girip akşamleyin çıkıyordum. Buradaki derya gibi kaynakların nadir baskılarıyla inanılmaz bir dünyayı keşfettim, bilahare arkeoloji eğitimine başladıktan sonra da sanırım pek çok konuyu ilk elden Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün kitaplarıyla birlikte burada araştırarak öğrendim," sözleriyle başladı.

Kuruluşundan yani Osmanlı Dönemi'nden itibaren önemli konuşmalara sahne olan, ilerleyen yıllarda arkeoloji dünyasından simaların ağırlandığı İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi'nde bulunduğumuzun farkındaysak da Nezih Hoca'mız öyle değerli öyle unutulmaz isimleri andı ki, ayakta alkışlamamak için sanırım pek çoğumuz kendimizi zor tuttuk. Kıymetli isimlerden ilki, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Millî Kütüphane'nin kuruluşunda önemli rol oynayan, Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi'ni çıkaran ve bu güzide salonda vaktiyle bulunan Maarif Vekili Reşit Galip'ti. Unutmamız gereken bir değer olduğunu değerli hocamızın sunumuyla yeniden anımsadık, aziz hatırası yad ettik.

Yalnızca gördüğümüz ve bildiğimiz eserleriyle değil, hikâyesiyle de ufkumuzu genişleten bir öncü: Nezih Başgelen

Üniversite tercihinin ilk üç sırasına Arkeoloji Bölümü'nü yazan, ailesinin ısrarlarına rağmen İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'ne kaydolan, henüz öğrenciyken yazarlık ve yayıncılığı öğrenen, bir yandan kazılara katılan, Bab-ı Ali'de çalışırken arkeoloji üzerine dergi çıkarma fikrine karşı gelenlere, "okunmaz" diyenlere, babasının destek olmayışına rağmen 1978 yılında Arkeoloji ve Sanat Dergisi'ni kuran Nezih Başgelen Hoca'mız, yalnızca gördüğümüz ve bildiğimiz eserleriyle değil, hikâyesi ve yaşadıklarıyla da ufkumuzu genişleten bir öncü…

Arkeolog-Mimar Ülkü İzmirligil'in ofisini açmasıyla, evini terk edip o ofiste çalışmaya ve yaşamaya başlayan, Tekirdağ'da ikamet eden edebiyat öğretmeni teyzesi ve eniştesinin desteğiyle ilk ofisini kiralayıp Alâeddin Yavaşça'nın kardeşi Muhtar Yavaşça'nın meşhur Favori Ofset'inde dergisinin ilk sayısını 1978 yılının Nisan ayında çıkaran hocamız, en büyük desteği de ilk yazarlarından olan Nezih Fıratlı'dan görür. Şevket Rado ve Kemalettin Tuğcu'yla çalışma fırsatı bularak yazarlık ve yayıncılık serüveninde emin adımlarla ilerler. "Satmaz" denilen derginin ilk sayısı beş bin adet satınca, hemen iki bin adet daha basılır. Ardından önemli markaların desteği alınır. Obruk adlı, ek mağara dergisi de Arkeoloji ve Sanat Dergisi'yle birlikte yayımlanır.

Nice olumsuzluk ve zorlukla, pek çok talihsizlikle ve en önemlisi de Türkiye'de yaşanan krizle baş etmek mecburiyetinde kalır. İdealist karakteriyle yılmadan mücadele eden Nezih Başgelen, soluğu Milas'ta alır. Yayıncılık faaliyetlerine burada devam eder. Vakit geçer, dönem değişir ancak hocamız Arkeoloji ve Sanat'ı yaşatmaya devam eder. Yeni başlayan her kazı kapaktan verilir, müzelerden aktif yazı desteği gelir, alanında uzman isimlerle röportajlar yapılır. Kırklareli kazılarından çıkan eserler müzeye ulaştırıldıktan sonra çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz dergide yer alır. Klaus Schmidt, Göbeklitepe'ye yönelik yeni bilgileri hemen iletir… Yayının hiç aksamadığı dergide, 2003 yılı oldukça ilginç ve zorlayıcı geçer. Ofisin taşınmasından sonra adres değişikliğinin on beş gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle Arkeoloji ve Sanat kapatılır. Ancak Nezih Hoca'nın azmiyle olmayacak şey olur, benzersiz mücadelesinin ardından dergi yayın hayatına devam eder.

Daima insanların hatıralarına saygı duyan yayıncılık anlayışını benimsediklerinin altını çizen Nezih Hoca'ya konferans boyunca, artık aramızda bulunmayan değerli hocalara atfedilen sayıların kapak görselleri eşlik etti… Anlamlı konferansa katılan basın mensupları arasında Arkeolojik Haber Genel Yayın Yönetmeni Yaşar İliksiz, Restorasyon Haber ve Restoratörler Meclisi'nden İsmail Kaya da vardı. İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında gerçekleşen bu anlamlı konferans için İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Sayın Rahmi Bey'e ne kadar teşekkür etsek az…

Ülkemizde arkeolojinin anlaşılmasına büyük katkı sunan, toplumla bilim arasında âdeta bir köprü vazifesi gören Arkeoloji ve Sanat Dergisi kırk yedinci yılını kutluyor. Toprağın Altından Kâğıdın Üzerine Anılar ve Tanıklıklarla Türkiye'de Arkeoloji Yayıncılığı konferansında, yalnızca derginin değil, ülkemizin son kırk yedi yılının arkeoloji ve yayıncılık geçmişine de nice görsel ve hatırayla tanıklık ettik.

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip, Türk Tarih, Arkeologya ve Etnografya Dergisi'nin ilk satırlarında: "Eski medeniyetlerin yaşadığı saha olarak yurdumuzun eşsiz bir değeri vardır. Birbiri ardınca sıralanmış bu medeniyet devirlerinden kalma eserler itibariyle de zenginliği sonsuzdur," yazıyor. Bu kıymetli cümlelerin ışığında benzersiz ve kadim zenginliğimizi bazen çekicinin bazen kaleminin ucunda ortaya çıkaran ve geçmişin kapısını günümüze, geleceğe aralayan değerli Nezih Başgelen Hoca'mıza sonsuz teşekkürlerimle…

Zeynep Özcan

title